Ülkelerin ve Milletlerin İngilizce İsimleri
İngilizce ülke ve millet isimlerini bildiğinizde, biriyle tanıştığınız ilk andan itibaren onun size sorduğu ‘’Nerelisin?’’ sorusuna yanıt verebilir ve kendiniz de karşınızdaki kişiyle iletişime geçebilirsiniz. Bu nedenle İngilizce ülke isimleri konusu, İngilizce öğrenilen ilk anlardan itibaren üzerinde çalışılan bir konu olarak varlığını sürdürmektedir.Eğer ülkelerin ve milletlerin İngilizce karşılıklarını bilirseniz, karşınızdaki kişiyle rahatça diyaloğa girebilir, size sorulan sorulara yanıt verebilirsiniz.
İngilizce ülke ve millet isimlerini bildiğinizde, biriyle tanıştığınız ilk andan itibaren onun size sorduğu ‘’Nerelisin?’’ sorusuna yanıt verebilir ve kendiniz de karşınızdaki kişiyle iletişime geçebilirsiniz. Bu nedenle İngilizce ülke isimleri konusu, İngilizce öğrenilen ilk anlardan itibaren üzerinde çalışılan bir konu olarak varlığını sürdürmektedir.
İNTER İNGİLİZCEİNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI
- Amerikalı native eğitmenlerle,
- Seviyene uygun programla,
- Seçtiğin eğitmenle seçtiğin saatte,
- Konuşmak istediğin konuyla,
- Her ders sonrası değerlendirmeyle
- İNGİLİZCE KONUŞMAYA BAŞLA!
Eğer ülkelerin ve milletlerin İngilizce karşılıklarını bilirseniz, karşınızdaki kişiyle rahatça diyaloğa girebilir, size sorulan sorulara yanıt verebilirsiniz. Aynı zamanda biriyle iletişime geçmek için yapabileceğiniz ilk adımı siz atabilirsiniz. Çünkü günlük hayatta bu tipten sorular sıklıkla kullanılmaktadır.
Ancak bir kişinin nereli olduğu her ne kadar kullanılsa da; milliyet kavramı üzerinden bir tanımlama pek de yaygın değildir. Yani “nationality (milliyet)” terimi günlük konuşmalarda sıkça kullanılmamaktadır. Bu tip bir kullanım ancak göç veya turizmle ilgili belgelerde yazılı olarak karşılık bulmaktadır.
Aynı zamanda bir kişinin nereli olduğunu ya da hangi millete mensup olduğunu değil; o kişinin ana dilini de konuşma esnasında merak edebilir ya da kendiniz hakkında bilgi vermek isteyebilirsiniz. Yalnızca ana dil değil; bilinen diğer yabancı dillerin ifade edilmesi hususunda da İngilizce diller karşılığını bilmek işinize yarayacaktır. Aşağıda yer alan soru tiplerini inceleyerek, ülke isimleri İngilizce soru sorma yollarını öğrenebilirsiniz.
İlk olarak karşınıza çıkan ‘Where are you from?” sorusu, kişinin hangi ülkeden geldiğini öğrenmek amacıyla sorulmaktadır. ‘’Nerelisin?’’ ya da ‘’Hangi ülkeden geliyorsun?’’ şeklinde Türkçeye çevrilebilmektedir. Bu soruya karşılık verilirken, gelinen yeri vurgulamak için ‘from’ kelimesi kullanılmalıdır.
Where are you from?
Nerelisin?
I am from Turkey.
Ben Türkiyeliyim.
Are you from Norway?
Norveçli misin?
Where are you from?
Nerelisin, hangi ülkedensin?
I am from Spain.
İspanyalıyım. İspanya’dan geliyorum.
Aynı zamanda yalnızca kendiniz için değil, farklı biri hakkında da bilgi vermeniz gereken durumlar oluşabilmektedir. Bir başkasının nereli olduğunu şu şekilde sorabilirsiniz:
Where is she from?
O nereli?
She is from Iraq.
O, Iraklı.
Where are Tom and Jane from?
Tom ve Jane nereli, hangi ülkeli?
They are from the England.
Onlar İngiltereli.
Bir kişinin hangi millete mensup olduğunu belirtmek için de kullanılan soru tipleri bulunmaktadır. Bunlar: ‘What nationality are you?’ ve ‘What is your nationality?’ soruları şeklinde olup her ikisi ise aynı anlamda kullanılmaktadır. Burada from kelimesinin kullanılmasına gerek yoktur.
What nationality are you?
Sen hangi millettensin?
I am Spanish.
Ben İspanyol’um.
What is your nationality?
Senin milliyetin ne?
I am Italian.
Ben İtalyan’ım.
Kişinin nerede doğduğu ile ilgili bilgi almak istiyorsanız, nereli olduğundan daha farklı bir kalıp kullanmanız gerekmektedir. Bu durum geçmiş zamanda yaşandığından yardımcı fiil olan ‘be’ fiilinin past yani geçmiş zaman hali olan ‘was / were’ kullanılmalıdır. Aynı zamanda doğmak anlamına gelen ‘’born’’ da burada ifade edilmelidir.
Where were you born?
Nerede doğdun?
I was born in London.
Londra’da doğdum.
Where was Mer born?
Mert nerede doğdu?
He was born in Tekirdağ.
O, Tekirdağ’da doğdu.
İngilizce ülke ve millet isimleri soru tiplerinde verilebilecek son kullanım da konuşulan dillerin İngilizce ifadesinin nasıl olacağı şeklinedir. Gerek kendinizi ifade etmeniz gerektiğinde, gerekse biriyle yeni tanıştığınız anda konuşulan diller hakkında bilgi vermek için ‘What language / languages (çoğul) do you speak?’ sorusunu kullanmanız gerekmektedir.
What language do you speak?
Sen hangi dili konuşursun?
I speak Chinese.
Ben Çince konuşurum.
What languages does Mary speak?
Mary hangi dilleri konuşuyor?
She speaks four languages. English, Spanish, Arabic and Russian.
O dört dil biliyor. İngilizce, İspanyolca, Arapça ve Rusça.
İngilizce Ülke, Millet ve Dil İsimlerinin Tablosu
İçeriğin bu kısmında sizlere İngilizce ülke ve millet isimlerinden bahsedilecek, ülke isimleri İngilizce Türkçe olarak verilecektir. Tabloda sırasıyla ülke, millet ve o ülkede konuşulan ana dile kısaca değinilmiştir. Aşağıda yer alan tabloyu inceleyerek ülke isimleri İngilizce konusunu daha sağlıklı bir biçimde öğrenebilirsiniz.
İngilizcede millet ismi ismi ile o ülkenin dili genellikle aynı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak istisnai durumlar durumlar da elbette mevcuttur. Aşağıda sizler için hazırladığımız listeye bakarak ülkeler, milliyetleri ve o ülkelerin resmi olarak kabul edilen dillerinin İngilizce karşılıklarına rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Ülke | Millet | Dil |
England / İngiltere | English / İngiliz | English / İngilizce |
Turkey / Türkiye | Turkish / Türk | Turkish / Türkçe |
Spain / İspanya | Spanish / İspanyol | Spanish / İspanyolca |
Denmark / Danimarka | Danish / Danimarkalı | Danish / Danimarkaca |
Afghanistan / Afganistan | Afghan / Afgan | Afghan / Afganca |
Albenia / Arnavutluk | Albenian / Arnavut | Albenian / Arnavutça |
Argentina / Arjantin | Argentine / Arjantinli | Spanish / İspanyolca |
Australia /Avustralya | Australian / Avustralyalı | English / İngilizce |
Belarus / Beyaz Rusya | Russian / Rusça | Belarusian / Beyaz Rusyalı |
Belgium / Belçika | Belgian / Belçikalı | German / Almanca |
Bolivia / Bolivya | Bolivian / Bolivyalı | Spanish / İspanyolca |
Bosnia and Herzegovina/ Bosna Hersek | Bosnian / Boşnak | Bosnian / Boşnakça |
Brazil / Brezilya | Brazilian / Brezilyalı | Portuguese /Portekizce |
Bulgaria / Bulgaristan | Bulgarian / Bulgar | Bulgarian / Bulgarca |
Cambodia /Kamboçya | Cambodian /Kamboçyalı | Cambodian /Kamboçyaca |
Canada /Kanada | Canadian /Kanadalı | English / İngilizce |
Chile /Şili | Chilean /Şilili | Spanish /İspanyolca |
China / Çin | Chinese /Çinli | Chinese / Çince |
Colombia /Kolombiya | Colombian / Kolombiyalı | Spanish /İspanyolca |
Costa Rica /Kosta Rika | Costa Rican /Kosta Rikalı | Spanish /İspanyolca |
Croatia / Hırvatistan | Crotian / Hırvat | Crotian / Hırvatça |
Cuba /Küba | Cuban /Kübalı | Spanish / İspanyolca |
Dominican Republic / Dominik Cumhuriyeti Dominican /Dominikli | Dominican /Dominikli | Spanish /İspanyolca |
Ecuador /Ekvator | Ecuadorian / Ekvatorlu | Spanish / İspanyolca |
Egypt / Mısır | Egyptian / Mısırlı | Arabic / Arapça |
El Salvador / El Salvador | Salvadorian /Salvadorlu | Spanish /İspanyolca |
Estonia / Estonya | Estonian / Estonyalı | Estonian / Estonca |
Ethiopia / Etiyopya | Ethiopian / Etiyopyalı | Amharic / Habeşce |
Finland / Finlandiya | Finnish / Fin | Finnish / Fince |
Georgia / Gürcistan | Georgian / Gürcü | Georgian / Gürcüce |
Germany / Almanya | German / Alman | German / Almanca |
Greece / Yunanistan | Greek / Yunan | Greek / Yunanca |
Guatemala / Guatemala | Guatemalan / Guatemalalı | Spanish / İspanyolca |
Haiti / Haiti | Haitian / Haitili | Haitian / Haitice |
Honduras /Honduras | Honduran / Honduraslı | Spanish / İspanyolca |
Hungary / Macaristan | Hungarian / Macar | Hungarian / Macarca |
Indonesia / Endonezya | Indonesian / Endonezyalı | Indonesian / Endonezce |
Iran / İran | Iranian / İranlı | Iranian – Persian / Farsça |
Iraq / Irak | Iraqi / Iraklı | Iraqi / Irak Arapçası |
Ireland / İrlanda | Irish / İrlandalı | Irish – Erse / İrlandaca |
Israel / İsrail | Israeli / İsrailli | Hebrew / İbranice |
Italy / İtalya | Italian / İtalyan | Italian / İtalyanca |
Japan / Japonya | Japanese / Japon | Japanese /Japonca |
Jamaica / Jamaika | Jamaican / Jamaikalı | English / İngilizce |
Jordan / Ürdün | Jordanian / Ürdünlü | Arabic / Arapça |
Korea / Kore | Korean / Koreli | Korean / Korece |
Laos / Laos | Laotian / Laoslu | Laotian / Laosça |
Latvia / Letonya | Latvian / Letonyalı | Latvian / Letonca |
Lithuania / Litvanya | Lithuanian / Litvanyalı | Lithuanian / Litvanyaca |
Malaysia / Malezya | Malaysian / Malezyalı | Malay / Malayca |
Mexico / Meksika | Mexican / Meksikalı | Spanish / İspanyolca |
Netherlands / Hollanda | Dutch / Hollandalı | Dutch / Hollandaca |
New Zealand / Yeni Zelanda | New Zealander / Yeni Zelandalı | English / İngilizce |
Nicaragua / Nikaragua | Nicaraguan / Nikaragualı | Spanish / İspanyolca |
Norway / Norveç | Norwegian / Norveçli | Norvegian – Norse / Norveçce |
Palestine / Filistin | Palestinian / Filistinli | Arabic / Arapça |
Panama / Panama | Panamanian / Panamalı | Spanish / İspanyolca |
Paraguay / Paraguay | Paraguayan / Paraguaylı | Spanish / İspanyolca |
Peru / Peru | Peruvian / Perulu | Spanish / İspanyolca |
Philippines / Filipinler | Filipino / Filipinli | Tagalog / Filipince |
Poland / Polonya | Polish / Polonyalı | Polish / Lehçe |
Portugal / Portekiz | Portuguese / Portekizli | Portuguese / Portekizce |
Puerto Rico / Porto Riko | Puerto Rican / Porto Rikolu | Spanish / İspanyolca |
Romania / Romanya | Romanian / Romanyalı | Romanian / Romence |
Russia / Rusya | Russian / Rus | Russian / Rusça |
Saudi Arabia / Suudi Arabistan | Saudi / Suudi | Arabic / Arapça |
Scotland / İskoçya | Scottish / İskoç | Scotch / İskoçca |
Slovakia / Slovakya | Slovak / Slovak | Slovak / Slovakça |
Switzerland /İsviçre | Swiss / İsviçreli | Swedish / İsveçce |
Syria / Suriye | Syrian / Suriyeli | Arabic / Arapça |
Taiwan / Tayvan | Taiwanese / Tayvanlı | Chinese / Çince |
Thailand / Tayland | Thai / Taylandlı | Thai / Tay dili |
Ukraine / Ukrayna | Ukrainian / Ukraynalı | Ukrainian / Ukraynaca |
United States of America / ABD | American / Amerikalı | English / İngilizce |
Venezuela / Venezüella | Venezuelan / Venezüellalı | Spanish / İspanyolca |
Vietnam / Vietnam | Vietnamese / Vietnamlı | Vietnamese / Vietnamca |
İngilizce, Milletlerle ve Ülkelerle ilgili 20 Ünlü Deyim
İngilizce deyimler günlük hayatın her alanında kullanılan kalıplardandır. Aşağıda sizler için hazırladığımız listede İngilizce ülke ve millet isimleri ile alakalı deyimler verilmiştir.
- To go Dutch – Alman usulü yapmak: Bir restoranda herkesin kendi hesabını ödemesi gerektiğini anlatmaktadır.
Some women would not let a man pay for her meal on a first date. They prefers to go Dutch. Bazı kadınlar ilk buluşmada hesabı erkeğin ödemesine izin vermezler. Alman hesabı ödemeyi tercih ederler.
- The French work to live, but the Swiss live to work.
Fransızlar yaşamak için çalışı ama İsviçreliler çalışmak için yaşar.
Bu söylem, İsviçrelilerin çalışmayı çok sevdiklerini ve hatta bunun için yaşadıklarını anlatmaktadır. Ancak İsviçrelilerin aksine Fransızların çalışmaktan pek de haz etmedikleri bu İngilizce deyim ile ifade edilmiştir.
- The Jews have always been students, and their greatest study is themselves.
Yahudiler her zaman birer öğrenci olmuşlardır ve üstünde çalıştıkları en önemli şey ise kendileridir.
İngilizcede çok yaygın olarak kullanılan deyimlerden biri de Yahudilere ilişkin bu deyimdir. Deyimde, Yahudilerin genellikle çalışkan oldukları genel bir yargı olarak kabul edilmiş ve onların ne kadar çalışkan olduklarını vurgulanmıştır.
- Australians like to drink, when you travel with other Australians for a while you pretty quickly realise that it is totally true.
Avustralyalılar içki tüketmeyi sever, bir Avustralyalı ile seyahate çıktığınızda hızlı bir biçimde bu kanının doğru olduğunu fark edeceksiniz.
Avustralyalıların içki ile aralarının iyi olduğu genel olarak dünya genelinde bilinen bir bilgidir. Bu deyimin ortaya çıkış hikayesi de tam olarak buna dayanmaktadır.
- Swedish people are hot, There is no two ways about it. The girls are hot, and the guys are hot. They are all blonde-haired, high-cheek-boned, slim and suave, immaculately dressed and staggeringly attractive.
İsveçliler son derece çekicidir. Konu tartışmaya kapalıdır. Kızlar çekicidir ve erkekler de öyle. Hepsi sarı saçlı, belirgin elmacık kemikli, ince ve tatlı dillidir. Tertemiz giyinirler ve son derece çekicilerdir.
İsveçlilere dair ortaya konulan bu bilgiler ve ortaya çıkan deyim İngilizce konuşulan çoğu ülkede bilinmektedir. Ancak elbette, bu düşünceler tamamen nesnel olmayıp, içinde öznel yargılar da barındırmaktadır. Dolayısıyla herkesin aynı düşünmesi pek de mümkün değildir.
- It is a pleasure travelling through Canada because you are never alone.
Kanada’da seyahat etmek bir zevktir, çünkü asla yalnız kalmazsınız.
Bu cümle, Kanada halkının yardımsever oluşunu vurgulamaktadır. Kanadalılar ülkelerine gelen bireylere eşlik etmeyi ve onların sorunlarını çözmeyi oldukça sevmektedir.
- They mostly have good hearts, the Russians, but it will take you a while to get past those icy first greetings.
Ruslar genellikle iyi kalplere sahiptir, fakat tanıştığınız anda ördükleri soğuk duvarları aşmak biraz zaman alır.
Bu deyim de Rus halkının bir nebze de olsa soğuk mizacını vurgulamak üstüne ortaya çıkan bir deyimdir. Rusların yeni bireyler tanıştıkları anlarda onlara çok da sıcak davranmadıkları ile ilgili genel bir yargı söz konusudur. Fakat çoğunluğun aslında oldukça iyi kalpli olduğu ve bu özelliklerinin yakınlaşıldıkça fark edildiği bu deyimde vurgulanan bir yargıdır.
- Whatever the reason, English people love a bit of weather chat.
Neden ne olursa olsun, İngilizler hava durumu ile ilgili sohbet etmeye bayılırlar.
İngilizlerin hava durumuyla ilgili olarak sohbet etmeyi sevdikleri bu deyimde vurgulanmıştır. Belki de bunun temel nedeni İngiltere’de oldukça sık yağmur yağması ve insanların hazırlıklı olma ihtiyacından kaynaklanmaktadır.
- Italians love an argument, mostly because they take things extremely seriously.
İtalyanlar tartışmayı (bir konu üzerine fikir alış verişi yapmak anlamında) çok sever, çoğunlukla çoğu şeyi uç bir şekilde ciddiye aldıklarından böyledir.
İtalyanlar konu her ne olursa olsun onunla ile ilgili savlarını sunarken son derece tutkulu oldukları bir gerçektir. Duygularını genellikle üst perdeden yaşamayı tercih etmektedirler.
- That accent just seems to cut through a crowd, to ensure that you will always know when there is an American in the room.
O aksan neredeyse kalabalığı ikiye bölüyor, odada bir Amerikalı var ise, muhakkak onun orada olduğunu anlayacaksınız.
Amerikalıların biraz sesli konuştukları ile ilgili genel bir yargı mevcuttur. Bu deyim de tam olarak bu iddianın üstüne ortaya çıkmıştır. Deyimde odadaki Amerikalıyı sesli konuşması sayesinde rahatlıkla ayırt edebileceğimizden bahsedilmektedir.
- Get a bunch of holidaying Germans in a room together and have a look at what they will inevitably be doing: drinking beer.
Bir grup tatil yapan Alman’ı bir odada buluşturun ve kaçınılmaz surette ne yapacaklarına bir göz atın: bira içecekler.
Gerek bira festivalleri göze alındığında gerekse geniş bira skalalarına mevcut olmaları nedeniyle ile Almanların bira tutkunu oldukları net bir biçimde ortaya konulmuştur. Bu deyimde de, bu tutkuyu ifade etmek istenmiş ve Almanların bira sevgisi vurgulanmıştır.
- No, igloos are not the home of choice for Canadians!
Hayır, eskimo evleri Kanadalılar için bir ev seçeneği değil!
Bilindiği üzere Kanada, kutup bölgesine nispeten yakın ve oldukça soğuk zamanların yaşandığı bir ülkedir. Bu deyimde de Kanada’nın her daim çok soğuk olduğundan bahsedilmiştir.
- Do badly dressed Italians exist? Some people do not think so.
Kötü giyimli İtalyanlar var mı? Bazı insanlar olduğunu hiç düşünmüyor.
İtalyanların ünlü moda haftalarına ev sahipliği ettiği düşünüldüğünde, bu deyimin ortaya çıkışına pek de şaşmamak gerekmektedir. İtalya’da yaşayan ve modadan bihaber olan kişilerin neredeyse olmadığı nitelenmiştir. Modanın da merkezi diyebileceğimiz İtalya’nın vatandaşları ile ilgili hoş bir iltifat olarak nitelendirilebilecek olan bir ifade.
- If you are planning a trip to Australia soon, be careful — the animals are dangerous! Avusturalya’ya gitmeyi planlıyorsanız, dikkatli olun — oradaki hayvanlar çok tehlikeli!
Farklı birçok hayvan türünü barındırması ile bilinen Avustralya için söylenmiş deyimlerden en önemlisi de budur. Her ne kadar çok farklı türde hayvan görünse de, yine de bunlara sokakta karşılaşmak pek de mümkün görünmemektedir.
- If you picture a Scandinavian woman, odds are she will be blonde, tall, and stylish.
Bir İskandinav kadını hayal edecek olursanız, bahisler sarışın, uzun ve şık olacağı yönünde olur.
İskandinav kadınlarının güzellikleri konusunda bir iltifat niteliği taşıyan deyimlerden biri de budur. Ancak elbette öznel yargılar barındırdığı bilinen bir gerçek olmalıdır.
- The Celtic nations—including Ireland—have higher occurrences of natural redheads, but even so, only about 10 percent of the population have red hair.
Keltik milletleri – İrlanda dahil – daha fazla doğal kızıl saçlı insana sahiptir, ama yine de popülasyonun yalnızca yüzde onu kızıl saçlıdır.
Keltik bölgesinde yaşayan milletler ve onların kızıl saçla ilişkisini anlatan ifadelerden biri olarak İngilizceye geçmiştir.
- Americans are like a rich father who wishes he knew how to give his son the hardships that made him rich.
Amerikalılar, kendini zengin eden zorlukları oğluna vermenin bir yolunu bilmeyi isteyen zengin bir baba gibidir.
Bu cümle kapitalizmin yaygın olarak görüldüğü ABD’ye ilişkin bir deyimdir. Ancak elbette doğruluk payı tartışmaya açıktır.
- The English are predisposed to pride.
İngilizler gururlu olmaya meyillidir.
İngilizlerin gururlu bir millet oluşunu tanımlamakla alakalı bir deyimdir. Ancak çoğu deyim gibi genel bir yargıdan uzaktır.
- It is easier for a Russian to become an artist than for anyone else in the world.
Bir Rus’un sanatçı olması, dünyadaki tüm insanların sanatçı olmasından daha kolaydır.
Rusların sanata ilişkin yeteneklerini ve onların sanatçı kişiliklerini ifade eden deyimlerdendir.