En Çok Kullanılan İngilizce Sağlık Terimleri
İngilizce sağlık kelimeleri, İngilizce konuşan herkesin günlük hayatında kullanacağı başlıca yapılardandır. Özellikle yurt dışına çıkıldığında ortaya çıkması muhtemel herhangi bir sağlık sorununda kişilerin kendini rahatça ifade etmesi gerekmektedir. Bu nedenle İngilizce sağlık terimleri ve bunlarla kurulan İngilizce sağlık cümleleri işinize çokça yarayacaktır.
İngilizce sağlık kelimeleri, İngilizce konuşan herkesin günlük hayatında kullanacağı başlıca yapılardandır. Özellikle yurt dışına çıkıldığında ortaya çıkması muhtemel herhangi bir sağlık sorununda kişilerin kendini rahatça ifade etmesi gerekmektedir. Bu nedenle İngilizce sağlık terimleri ve bunlarla kurulan İngilizce sağlık cümleleri işinize çokça yarayacaktır.
İNTER İNGİLİZCEİNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI
- Amerikalı native eğitmenlerle,
- Seviyene uygun programla,
- Seçtiğin eğitmenle seçtiğin saatte,
- Konuşmak istediğin konuyla,
- Her ders sonrası değerlendirmeyle
- İNGİLİZCE KONUŞMAYA BAŞLA!
İçeriğin bundan sonraki kısmında İngilizce hastane sözcükleri, İngilizce doktor terimleri ve İngilizce sağlık cümleleri alternatifleri verilecektir.
İngilizce Hastane ve Ameliyat Sözcükleri
Aşağıda verilen İngilizce hastane sözcüklerini inceleyebilir, ihtiyaç duyduğunuzda kendiniz için uygun olanları kullanabilirsiniz.
- Doctor: doktor
- Nurse: hemşire
- Surgeon: cerrah
- Hospital: hastane
- Dentist: diş doktoru
- Midwife: ebe
- Internal Medicine: Dahiliye
- Ağız ve Diş Hastalıkları: Oral and Dental Diseases
- Anestezi: Anesthesia
- Beslenme ve Diyet: Nutrition and Diet
- Biyokimya Uzmanlığı: Biochemistry
- Estetik, Plastik Cerrahi: Aesthetics, Plastic Surgery
- Genel Cerrahi: General Surgery
- Göğüs Hastalıkları: Chest Diseases
- Göz Hastalıkları: Eye Diseases
- Kadın Hastalıkları ve Doğum: Gynecology
- Kalp Hastalıkları (Kardiyoloji): Heart Diseases (Cardiology)
- Kulak Burun Boğaz (KBB): Otorhinolaryngology
- Nöroloji: Neurology
- Emergency: acil durum
- Ambulance: ambulans
- Pill: hap
- Capsule: kapsül
- Syrup: şurup
- Ointment: merhem
- Eye drops: göz damlası
- Injection: enjeksiyon
- Tranquilizer: sakinleştirici
- Pain-killer: ağrı kesici
- Antifebrile: ateş düşürücü
- Dressing: pansuman
- Cardiologist: kardiyolog
- Dermatologist: dermatolog
- Paediatrician: çocuk doktoru
- Bandage: bandaj
- Gauze: gazlı bez
- Plaster: alçı
- Stretcher: sedye
- Thermometer: ateş ölçer
- Intensive care unit: yoğun bakım
- Prescription: reçete
- Examination: muayene
- Diagnosis: tanı
- Disease: hastalık
- Illness: hastalık
- Check-up: kontrol etmek
- Patient: hasta
İngilizce Doktor ve Tıp Terimleri
Aşağıda verilen İngilizce doktor ve tıp terimlerini inceleyiniz.
- Abrasion: Aşınma
- Abscess: Apse
- Acute: Akut
- Benign: İyi huylu
- Biopsy: Biyopsi
- Chronic: Kronik
- Abnormal: Anormal
- Ache: Ağrı
- Allergy: Alerji
- Amputation: Ampütasyon
- Anaemia: Anemi
- Antibiotics: Antibiyotikler
- Antidepressant: Anti depresan
- Arthritis: Artrit
- Bacteria: Bakteriler
- Blood count: Kan sayımı
- Breech: Makat
- Coroner: Koroner
- Crutches: Koltuk değnekleri
- Cyst: Kist
- Dehydrated: Susuz
- Dementia: Demans
- Diabetes: Diyabet
- Heart disease: Kalp hastalığı
- Contusion: Kontüzyon
- Stitches: Dikiş
- Wound: Yara
- Temperature: Ateş derecesi
- Allergic reaction: Alerjik reaksiyon
- Bruise: Çürük
- Edema: Ödem
- Pancreas: Pankreas
- Pus: Cerahat
- Urine sample: İdrar örneği
- Radiographer: Röntgen uzmanı
- Physiotherapy: Fizyoterapi
- Bronchitis: Bronşit
- To operate: Ameliyat etmek
- To heal: İyileşmek
- Bandage: Bandaj
- Dose: Doz
- Eye Drops: Göz Damlası
- Tablet: Tablet
- Dentist: Diş Hekimi
- Cream: Krem
- Pharmacy: Eczane
- Intensive Care Unit: Yoğun Bakım Ünitesi
- Injection: Enjeksiyon
- Plaster: Alçı
- Midwife: Ebe
- Diagnosis: Tanı
- Antiseptic: Antiseptik
- Gauze: Gazlı Bez
- Drugs: Uyuşturucu
- Capsule: Kapsül
- Tranquilizer: Sakinleştirici
- Elastic Tape: Elastik Bant
- Medicine: Tıp
- Prescription: Reçete
- Antifebrile: Ateş Düşürücü
- Medical insurance: Sağlık sigortası
- To treat: Tedavi etmek
- Ill: Hasta
- Appointment: Randevu alma
- To establish: Tanı koymak
- Pregnancy: Hamilelik
- Accumulation: Birikim
- Epidermis: Epidermis
- Fracture: Kırık
- Bone: Kemik
- Cartilage: Kıkırdak
- Blood transfusion: Kan nakli
- Inflamed: İltihaplı
- Whelchair: Tekerlekli sandalye
- Asthma: Astım
- Contraception: Doğum kontrolü
- Disabled: Engelli
- To be stick: Hasta olmak
- Hypertension: Hipertansiyon
- Tension: Tansiyon
- Blood pressure: Kan basıncı
- Inpatient: Yatarak tedavi edilen hasta
- Intravenous: İntravenöz
- Vein: Damar
- Malignant: Kötü huylu
- Cancer: Kanser
- Outpatient: Ayakta tedavi gören hasta
İngilizce Hastalık İsimleri
İngilizce hastalık sözcükleri, yurt dışına çıkıldığında kişinin yaşadığı sağlık problemlerini ifade etmesi ve söylenenleri anlaması açısından önemli sözcüklerdir. Bu konuyu daha ayrıntılı öğrenmek için İngilizce hastalık isimleri içeriğine göz atabilirsiniz.
- Toothache: Diş ağrısı
- Headache: Baş ağrısı
- Feeling nauseous: Mide bulantısı
- Chicken pox: Suçiçeği
- Sore throat: Boğaz ağrısı
- Flu: Grip
- Sinusitis: Sinüzit
- Backache: Sırt ağrısı
- Stomach ache: Karın ağrısı
- Diarrhea: İshal
- Fever: Ateş
İngilizce Sağlık Terimleri ile Cümle Örnekleri
Aşağıda verilen İngilizce sağlık cümleleri örneklerini inceleyiniz.
- He has a headache, so he took a pain medication.
Başı ağrıyor, bu yüzden bir ağrı kesici ilacı aldı. - I have a toothache, I have to go to the dentist.
Diş ağrım var, doktora gitmeliyim. - You should always cover your mouth when you cough.
Öksürdüğünüzde daima ağzınızı kapatmalısınız. - Mert arrived at the emergency room with a fever of 39 degrees.
Mert, acil servise 39 derece ateşle geldi. - She has a severe headache and needs to take some Advil.
Şiddetli bir baş ağrısı var, biraz Advil almaya ihtiyacı var. - My baby has a rash on his legs and won’t stop scratching it.
Bebeğimin bacaklarında kızarıklık var ve onu kaşımayı bırakmıyor. - I went to the hospital after my fall last week and found out that I had broken my foot. They took it in plaster.
Geçen hafta düştükten sonra hastaneye gittim ve ayağımı kırdığımı öğrendim. Alçıya aldılar. - She was infected by an insect that bit her.
Onu ısıran bir böcekten iltihap kapmış. - In the first place, you should tell me What she is suffering from?
İlk olarak bana onun rahatsızlığının ne olduğunu söylemen gerekiyor. - Please go have an X-Ray. We will discuss your situation afterwards.
Lütfen gidin ve röntgen çekilin. Durumunuzu bunun ardından tartışacağız. - The whole world is dealing with that virus.
Tüm dünya o virüsle uğraşıyor. - My husband had a heart attack. He is currently in intensive care.
Eşim kalp krizi geçirdi. Şu an yoğun bakımda. - I have an appointment at two p.m. with my gynecologist.
Jinekoloğum ile saat ikide bir randevum var. - Excuse me, where is the otorhinolaryngology section?
Afedersiniz, kulak burun boğaz bölümü ne tarafta? - After she started to vomit, she realized the food she ate for lunch was expired.
Kusmaya başladıktan sonra öğle yemeğinde yediği yemeğin süresinin dolduğunu fark etti. - He has a severe diarrhea and fever. Therefore, he went to the hospital.
Şiddetli bir ishal ve ateş şikayeti var. Bu nedenle hastaneye gitti. - My son caught a cold. He has a runny nose and a cough.
Oğlum üşüttü. Burun akıntısı ve öksürüğü var. - What are your symptoms?
Semptomlarınız nelerdir? - We knew the baby was coming right away because the woman’s labour pains were acute.
Bebeğin hemen geleceğini biliyorduk çünkü kadının doğum sancıları şiddetliydi. - I am allergic to pollen, so I have to be careful in the spring season.
Benim polene alerjim var, bu nedenle bahar mevsiminde dikkatli olmalıyım. - The doctor gave me antibiotics because my sore throat was very severe.
Boğaz ağrım çok şiddetli olduğu için doktor bana antibiyotik verdi. - High blood pressure puts you at risk of having a heart attack.
Yüksek tansiyon sizi kalp krizi geçirme riskine sokar. - It is best to get chickenpox as a child so that you don’t get it worse as an adult.
Bir yetişkin olarak daha kötüye gitmemeniz için çocukken suçiçeği kapmak en iyisidir.