İngilizce Atasözleri ve Anlamları
Atasözleri bir ülkenin kültürüne has olup o ülkenin kültürü hakkında bilgi veren ve günlük hayatta sık kullanılan anlamlı sözlerdir. İngilizce atasözleri ve deyimleri de İngilizce öğrenirken öğrenmekten keyif aldığımız birçok anlamlı ve bir o kadar eğlenceli ifadelerle İngiliz kültürünü gözler önüne seriyor. Bazı İngilizce atasözleri ve deyimlerine baktığımızda bizdeki atasözlerine göre şaşkınlık yaşıyoruz.
Atasözleri bir ülkenin kültürüne has olup o ülkenin kültürü hakkında bilgi veren ve günlük hayatta sık kullanılan anlamlı sözlerdir. İngilizce atasözleri ve deyimleri de İngilizce öğrenirken öğrenmekten keyif aldığımız birçok anlamlı ve bir o kadar eğlenceli ifadelerle İngiliz kültürünü gözler önüne seriyor. Bazı İngilizce atasözleri ve deyimlerine baktığımızda bizdeki atasözlerine göre şaşkınlık yaşıyoruz. Çünkü gerçekten de atasözleri her ülkenin kültürüne has anlamlar ifade ediyor. Sizler için hazırladığımız proverbs yani İngilizce atasözleri listemizi hemen verelim ve komik oluğu kadar anlamlı ve ilginç İngilizce atasözlerine göz gezdirelim. Bunlardan bazılarını öğrenerek günlük konuşmalarda kullanmak bulunduğunuz ortamda dikkat çekmenizi ve duygularınızı daha iyi ifade etmenizi sağlayacaktır.
İNTER İNGİLİZCEİNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI
- Amerikalı native eğitmenlerle,
- Seviyene uygun programla,
- Seçtiğin eğitmenle seçtiğin saatte,
- Konuşmak istediğin konuyla,
- Her ders sonrası değerlendirmeyle
- İNGİLİZCE KONUŞMAYA BAŞLA!
İngilizce atasözleri
You can’t judge a book by its cover
Bir kitabı kapağına göre yargılayamazsın. Demek istiyor ki kimseyi dış görünüşüne göre yargılayamasın.
You can’t make an omelette without breaking some eggs first
Yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın. Yani bazı şeyleri başarmak veya güzel şeyler yapmak için bazen bazılarını kırmak ya da incitmek zorunda kalabilirsin.
A leopard can’t change its spots
Moda mod çevrildiğinde bir leopar beneklerini değiştiremez diyor. Yani aslında bizdeki tabiri ile can çıkar huy çıkmaz veya huylu huyundan vazgeçmez gibi bir anlamı var. Bu da ne kadar uğraşırsanız uğraşın bir insanı huylarından vazgeçiremezsiniz demektir.
The grass is always greener on the other side of the fence
Çimler diğer taraftan daima daha yeşil görünür. Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür veya davulun sesi uzaktan hoş gelir anlamında bir İngiliz atasözüdür. Başka bir ifade ile sahip olmadıklarımız bize her zaman çok daha cazip gelir.
Two wrongs don’t make a right
İki yanlış bir doğru etmez. Hatta bir yanlış bile bir doğru etmez bize göre. Size yapılan bir yanlışa yanlışla cevap vermekle doğru bir şey yaptığınızı düşünmeyin deriz. Mesela intikam almak gibi..
The pen is mightier than the sword
Kalem kılıçtan keskindir. Bu atasözü bizde de var. Bilginin kaba kuvvetten daha etkili olduğunu anlatıyor.
The squeaky wheel gets the grease
Gıcırdayan tekerlek yağlanır. Herhalde ağlamayana meme yok demek istiyorlar J Herhangi bir sıkıntıda sesinizi çıkarmaz ve kabullenerek beklerseniz o sorun asla çözülmez. Şikayet edeceksiniz ki hizmet alasınız.
Hope for the best, but prepare for the worst
En iyisini umut et ama en kötüsü için de hazırlıklı ol. Bu İngiliz atasözünü ben de seviyorum galiba. Çünkü hedefler peşinde koşarken en iyisini umut etmek son derece motive edici. Ama bir taraftan da olasılıkları düşünüp en kötüsüne de hazırlıklı olmak hayal kırıklığını bir nebze de olsa engelleyecektir.
Daha çoook İngilizce atasözleri var. Ama örnek verdiğimiz İngiliz atasözlerinde de gördüğünüz gibi gerçekten de hepsi İngiliz kültürünü hissettiriyor ve birçoğu da güzel mesajlar veriyor.