İngilizce Evin Bölümleri (Parts of a House) Nelerdir?
İngiliz ev yapısı ile Türk ev yapısı arasında her ne kadar benzerlikler olsa da, birtakım farklılıklar da mevcuttur. Bu farklılıklar evlerin büyüklüğü, bulundukları konum gibi sebeplerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle İngilizce evin bölümleri zaman zaman daha kapsamlı olabilmektedir.
İngiliz ev yapısı ile Türk ev yapısı arasında her ne kadar benzerlikler olsa da, birtakım farklılıklar da mevcuttur. Bu farklılıklar evlerin büyüklüğü, bulundukları konum gibi sebeplerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle İngilizce evin bölümleri zaman zaman daha kapsamlı olabilmektedir.
İNTER İNGİLİZCEİNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI
- Amerikalı native eğitmenlerle,
- Seviyene uygun programla,
- Seçtiğin eğitmenle seçtiğin saatte,
- Konuşmak istediğin konuyla,
- Her ders sonrası değerlendirmeyle
- İNGİLİZCE KONUŞMAYA BAŞLA!
Bu içerikte sizlere İngilizce evin bölümleri ve eşyalarından bahsedilecek, ardından İngilizce evin bölümleri ile ilgili cümlelerle konu zenginleştirilecektir. Keyifli okumalar!
İngilizce Evin Bölümleri Resimli Açıklama
Aşağıda sizler için hazırlanan görselde resimli İngilizce evin bölümlerini öğrenebilirsiniz. Her bir bölümle ilgili olan açıklamaları da inceleyebilir ve İngilizce evin bölümleri cümlelerini de okuyabilir, dilerseniz kendiniz de yeni cümleler yazabilirsiniz.
1. Roof / Çatı
Çatı İngilizcesi roof’tur.
Roof, evin çatı bölümüne denk gelmekte olup, bir evin olası sıkıntılara karşı korunmasını sağlamaktadır. Bu sıkıntıların en başında yağmur ve kar sularının akması gelmektedir. Evin çatısı, bir evin en üst noktası olarak bilinirken, aynı zamanda sağlam olması gereken en önemli yerlerdendir.
Aşağıda roof ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
I can’t see a strange black cat on the roof.
Çatıda garip bir siyah kedi göremiyorum.
We have to clear the snow off the roof.
Çatıdaki karı temizlemek zorundayız.
There can be walls without a roof, but no roof without walls
Çatısız duvarlar olabilir ama duvarlar olmadan çatı olmaz.
Can you get up to the roof?
Çatıya erişebilir misin?
Climb onto the roof.
Çatıya tırman.
The cost of repairing the roof shocked her.
Çatıyı tamir etmenin maliyeti onu şok etti.
2. Garage / Garaj
Garaj İngilizcesi garage’dır.
Garage, evin garaj kısmı olarak bilinmektedir ve buraya ev sahipleri kendilerine veya misafirlerine ati olan araçlarını park etmektedir. Garage, evin önemli kısımlarından biri olup, evin dışında olsa da eve dahil edilen alanlardan biridir.
Aşağıda garage ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
We have a two-car garage.
İki arabalık bir garajımız var.
The boys’ bicycle is in the garage.
Çocuğun bisikleti garajdadır.
Has the flat got a garage?
Apartman dairesinin bir garajı var mı?
The car is in front of the garage.
Araba garajın önündedir.
My father converted a garage into a study.
Babam bir garajı bir çalışma odasına dönüştürdü.
3. Room / Oda
Oda İngilizcesi room’dur.
Room, evin odalarından her birine genel olarak verilen addır. Bir evde kaç oda olduğunu belirtirken ya da herhangi bir odadan bahsederken room kelimesi kullanılmaktadır. Daha özele inildiğinde İngilizce evin bölümleri çeşitli isimlerle farklılaşmakta olup; bunlardan içeriğin ileri kısımlarında bahsedilecektir.
Aşağıda room ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
You can’t leave the room now.
Şimdi odayı terk edemezsiniz.
Who lives in the room below?
Aşağıdaki odada kim yaşıyor?
The children were assigned to sweep the room.
Çocuklara odayı temizleme görevi verildi.
I left my book in my room.
Kitabımı odamda bıraktım.
Pardon me, I came in because I thought the room was free.
Affedersiniz, boş olduğunu düşündüğüm için odaya girdim.
4. Floor / Taban
Taban İngilizcesi floor’dur.
Floor, bir evin tüm zeminlerine genel hatlarıyla verilen isimdir. Evin sıcak olmasını, ısı yalıtımı olmasını ve tüm odaların birbiriyle bir bütün olmasını sağlamaktadır.
Aşağıda floor ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
We don’t live on the third floor.
Üçüncü katta oturmuyoruz.
Take the elevator to the fifth floor.
Asansörü beşinci kata götür.
When I came to, I found myself lying on the floor.
Ayıldığımda kendimi tabanda yatıyor buldum.
Fragments of the mirror were scattered on the floor.
Ayna parçaları tabanın üzerine dağıldı.
The woman slumped to the floor.
Kadın aniden zemine düştü.
5. Entrance / Giriş
Giriş İngilizcesi entrance’dir.
Bir evin giriş bölümüne verilen isim olan entrance, giriş ya da antre olarak da isimlendirilmektedir. Bir kişinin kapıdan girdiği an karşılaştığı manzarayı içeren bölüm olan entrance, diğer odalara da bir nevi geçiş anahtarıdır.
Aşağıda entrance ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
A car didn’t stop at the entrance.
Araba girişte durmadı.
Some people were hanging around at the entrance.
Bazı insanlar girişte oyalanıyorlardı.
Wait at the entrance to this house.
Bu evin girişinde bekle.
Where is the entrance?
Giriş nerede?
We are supposed to take off our shoes at the entrance.
Girişte ayakkabılarımızı çıkarmamız gerek.
6. Exit / Çıkış
Çıkış İngilizcesi exit’dir.
Exit tabiri, yalnızca bir evin çıkışını değil, tüm mekanlardan çıkışı da ifade etmektedir. Okul, kütüphane, otel ya da uçaklar bunlar arasında değerlendirilmektedir. Bir evin çıkış noktasını ifade eden exit, aynı zamanda garajlardan çıkış kısmı olarak da görülmektedir.
Aşağıda exit ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
Where’s the exit?
Çıkış nerede?
There’s the exit.
Çıkış var.
Please use this exit when there is a fire.
Bir yangın olduğunda, lütfen bu çıkışı kullanın.
That building has no emergency exit.
O binanın ilk yardım çıkışı yok.
7. Fence / Çit
Çit İngilizcesi fence’dir.
Türkiye’deki geleneksel apartman daireleri ile İngiliz evleri arasında olan farklardan biri de çit ve bahçe farkıdır. Bahçeli evlerin yaygın olarak görüldüğü yurt dışında, gerek bahçe sınırını belirlemek; gerekse dekoratif bir görüntü açısından çitler önemli yer tutmaktadır.
Aşağıda fence ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
Two children aren’t sitting on the fence.
İki çocuk çitin üzerinde oturmuyorlar.
They built a fence around the farm.
Çiftliğin etrafını bir çitle çevirdiler.
The fence was painted by my father.
Çit babam tarafından boyandı.
I didn’t need to paint the fence.
Çiti boyamama gerek yoktu.
He stood leaning against the fence.
Çite yaslanarak duruyordu.
8. Bath / Banyo
Banyo İngilizcesi bath’dır.
Evin İngilizce bölümleri konusunda odaların ayrıntılı olarak ifade edildiği kısımların başlangıcı banyo’dur. Daha önce oda kavramına genel olarak room denildiğinden; ancak bunların özel olarak çeşitli farklılıklar gösterdiğinden kısaca bahsetmiştik.
Bilindiği üzere bath, kişilerin günlük temizlik ihtiyaçlarını karşıladıkları banyo bölümüne verilen addır. Her evde en az bir adet bulunan banyo, bazı evlerde 2 veya 3 adet olabilmektedir.
Aşağıda bath ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
My father has just come out of the bath.
Babam az önce banyodan çıktı.
Did you see our new bath?
Yeni banyomuzu gördün mü?
Is the bath clean?
Banyo temiz mi?
I was in the bath.
Banyodaydım.
I’m in the bath.
Banyodayım.
9. Living Room / Oturma Odası
Oturma odası İngilizcesi living room’dur.
Oturma odası, evdeki bireylerin oturup vakit geçirdikleri, bir şeyler izleyip okudukları bölümlerdendir. Evde en çok zaman geçirilen noktaların başında gelmektedir. Aynı zamanda misafirler de genellikle bu odada ağırlanmaktadır.
Aşağıda living room ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
The girl is standing in the living room.
Kız oturma odasında duruyor.
The boy sleeps in the living room.
Çocuk oturma odasında uyuyor.
There are three bedrooms, a kitchen, a dining room, a living room, and a bathroom.
Üç yatak odası, bir mutfak, bir yemek odası, bir oturma odası ve bir banyosu var.
Our living room isn’t sunny.
Bizim oturma odası güneşli değil.
Is it your living room?
Bu sizin oturma odanız mı?
10. Dining Room / Yemek Odası
Yemek odası İngilizcesi dining room’dur.
Yemek odası, her ne kadar Türkiye’deki evlerde salona dahil bir kısım olarak nitelendirilse de; yurt dışında veya büyük evlerde ayrı bir oda olmaktadır. Burada ev sakinleri veya misafirler yemeklerini özel olarak yemektedir.
Aşağıda dining room ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
I don’t know exactly where I left my keys, but I think they’re on the dining room table.
Anahtarlarımı nereye bıraktığımı tam olarak bilmiyorum ama sanırım onlar yemek odası masasındalar.
Has the house got a dining room?
Evin bir yemek odası var mı?
She kept the dining room warm in the winter.
Kışın yemek odasını sıcak tuttu.
The living room adjoins the dining room.
Oturma odası yemek odasına bitişiktir.
11. Toilet / Tuvalet
Tuvalet İngilizcesi toilet’dir.
Tuvalet, bir evde olmazsa olmaz alanlardan biri olarak kabul edilmektedir. Her evde en az bir adet bulunan tuvalet, genellikle iki adet olarak evlerde planlanmaktadır. Bunların biri banyonun içinde olurken; öbür tuvalet ise ayrı bir oda olarak belirlenmektedir.
Aşağıda toilet ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
Excuse me, is there a toilet nearby?
Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
I saw him go into the toilet a few minutes ago.
Beş dakika önce onun tuvalete girdiğini gördüm.
May I use the toilet?
Ben tuvaleti kullanabilir miyim?
He’s already been in the toilet for quite a while.
O zaten uzun süredir tuvalette.
Does it have a toilet?
Onun bir tuvaleti var mı?
12. Kitchen / Mutfak
Mutfak İngilizcesi kitchen’dır.
Mutfak, bir evdeki yiyeceklerin pişirilip servis edilmek üzere hazırlandığı bölüme verilen addır. Aynı zamanda bireyler diledikleri takdirde yemeklerini mutfakta da yemekte ve keyifli vakit geçirebilmektedir.
Aşağıda kitchen ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
The hungry cat scattered the trash all over the kitchen.
Aç kedi çöpü mutfağın her yerine saçtı.
“Where is my sandwich?” “It’s in the kitchen.”
“Sandviçim nerede?” “Mutfakta.”
My mother is now in the kitchen cooking.
Annem şimdi mutfakta yemek yapıyor.
He is now making coffee in the kitchen.
O, şimdi mutfakta kahve yapıyor.
13. Garage / Garaj
Garaj İngilizcesi garage’dır.
Garage, evin garaj kısmı olarak bilinmektedir ve buraya ev sahipleri kendilerine veya misafirlerine ati olan araçlarını park etmektedir. Garage, evin önemli kısımlarından biri olup, evin dışında olsa da eve dahil edilen alanlardan biridir.
Aşağıda garage ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
We have a two-car garage.
İki arabalık bir garajımız var.
The boys’ bicycle is in the garage.
Çocuğun bisikleti garajdadır.
Has the flat got a garage?
Apartman dairesinin bir garajı var mı?
The car is in front of the garage.
Araba garajın önündedir.
My father converted a garage into a study.
Babam bir garajı bir çalışma odasına dönüştürdü.
14. Lawn / Çimenlik
Çimenlik İngilizcesi lawn’dır.
Çimenlik, tıpkı garaj ve çit konusunda olduğu gibi Türkiye’de çoğu evde bulunmayan bir kavramdır. Ancak villa gibi müstakil bir evde oturanlar bahçeye ve dolayısıyla çimenlik alana da sahiptir.
Aşağıda lawn ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
The lawn mower needs gas to operate.
Çim biçme makinesini çalıştırmak için benzin gerekiyor.
Get off the lawn!
Çimden uzak durun!
She scolded him for not mowing the lawn.
Çimi biçmediği için onu azarladı.
She hurried across the lawn.
O, aceleyle çimlerin arasından geçti.
I had my son water the lawn.
Oğluma çimi sulattım.
15. Letter Box / Posta Kutusu
Posta kutusu İngilizcesi letter box’dır.
Posta kutusu, bireylerin evlerine gelen çeşitli posta, dergi veya gazete gibi belgelerin konulduğu ve her eve özel olan bir kutudur. Posta kutusu sayesinde bekleyen evraklar genellikle sahiplerine zamanında ve doğru olarak ulaşmaktadır.
Aşağıda letter box ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
My father painted the letter box red.
Babam posta kutusunu kırmızıya boyadı.
I found this in our letter box.
Bunu posta kutumda buldum.
If you have a chance, please check your letter box.
Eğer fırsatınız olursa, posta kutunuzu kontrol edin.
Why are you checking Hazal’s letter box?
Neden Hazal’ın posta kutusunu kontrol ediyorsun?
16. Patio / Bahçe Avlusu
Bahçe avlusu İngilizcesi patio’dur.
Bahçe avlusu kavramı, bir evin bahçesinde bulunan geniş ve ferah alanı ifade etmektedir. Bu alanda ev sahipleri bahçenin tüm imkanlarından faydalanmaktadır. Zaman zaman oyunlar oynamakta, yemekler yemektedir.
Aşağıda patio ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
I have a small vegetable garden on my patio.
Avlumda küçük bir meyve bahçem var.
Do you have a table on the patio?
Verandada bir masan var mı?
Go to the patio.
Verandaya git.
Do you have a table in the patio?
Bahçe avlunda bir masa var mı?
17. Pool / Havuz
Havuz İngilizcesi pool’dur.
Yurt dışındaki evlerde yaygın olarak görülen ev bölümlerinden biri de havuzdur. Havuz kısmında özellikle yaz aylarında ev sakinleri ve misafirler bolca zaman geçirmektedir.
Aşağıda pool ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
We have a pool.
Bir havuzumuz var.
There’s a sauna and a pool.
Bir sauna ve bir havuz var.
I feel like going to the pool.
Canım havuza gitmek istiyor.
I almost dropped my cellphone into the pool.
Cep telefonumu neredeyse havuza düşürüyordum.
Is there a swimming pool near your house?
Evinin yanında bir yüzme havuzu var mıdır?
18. Hall / Koridor
Koridor İngilizcesi hall’dur.
Koridor, evin giriş bölümünden itibaren olan ve odalara geçişte yürünen kısma verilen addır. Bazı durumlarda salon olarak da ifade edilebilmektedir.
Aşağıda hall ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
The guests filled the hall.
Misafirler koridoru doldurdu.
Leave your hat and overcoat in the hall.
Şapkanı ve paltonu holde bırak.
The bathroom is at the end of the hall.
Banyo holün sonundadır.
Leave your umbrella in the hall.
Şemsiyeni holde bırak.
19. Doormat / Paspas
Paspas İngilizcesi doormat’dır.
Paspas, evin dış kısmında yer alan ayakkabıların konulduğu ve kişilerin evinin dış kısmını da güzelleştirmek amacıyla kullandığı dekoratif bir ögedir.
Aşağıda doormat ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
Your doormat is beautiful.
Paspasın çok güzel.
I did not buy a doormat for my house.
Evime bir paspas almadım.
Do you need a doormat?
Paspasa ihtiyacın var mı?
I’m going to change my doormat.
Paspasımı değiştireceğim.
20. Basement / Bodrum
Bodrum İngilizcesi basement’dır.
Evin en alt kısmında bulunan bodrum, kullanılmayan veya ihtiyaç olarak görülmeyen eşyaların saklandığı yer olarak bilinmektedir.
Aşağıda basement ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
The laundry room is in the basement.
Çamaşırhane bodrumdadır.
There’s someone in the basement.
Bodrumda biri var.
The burglar locked the couple in the basement.
Soyguncu, çifti bodrumda kilitledi.
What’s your father doing in the basement?
Baban bodrumda ne yapıyor?
21. Attic / Çatı Katı
Çatı katı İngilizcesi attic’dir.
Çatı katı da tıpkı evin bodrumu gibi atıl eşyaların saklandığı bölümlerden biridir. Ancak buradaki fark evin en alt değil; aksine en üst katta yer alıyor olmasıdır. Bu bölümden geçilerek evin tepe noktası olan çatıya geçilmektedir.
Aşağıda attic ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
Have you already carried the boxes up to the attic?
Kutuları önceden tavan arasına taşıdın mı?
I think Tarık is up in the attic.
Sanırım Tarık yukarıda tavan arasında.
Let’s clear out the attic.
Tavan arasını temizleyelim.
It seems to me that I heard a noise in the attic.
Tavan arasında bir gürültü duydum gibi geliyor.
22. Garden / Bahçe
Bahçe İngilizcesi garden’dır.
Tıpkı havuz, bahçe avlusu veya garaj gibi bahçe bölümü de yaygın olarak görülen Türk evlerinden farklıdır. Burada bahçede geniş bir çim alanı, meyve ağaçları, havuz ve garaj görülmektedir. Misafirler bu bölümde de yaz aylarında çokça vakit geçirmektedir.
Aşağıda garden ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
The kids are picking flowers in the garden.
Çocuklar bahçede çiçek topluyor.
We are having lunch in the garden.
Öğle yemeğini bahçede yiyoruz.
My mother grows flowers in her garden.
Annem bahçesinde çiçekler yetiştirir.
My mother is busy planting flowers in the garden.
Annem bahçeye çiçek ekmekle meşgul.
23. Cellar / Kiler
Kiler İngilizcesi cellar’dır.
Bir evin kiler bölümü, özellikle mutfak için alınan fazla yiyeceklerin depolandığı ve evde kullanılan ancak dağınıklığa sebep olan eşyaların toplanması amacıyla oluşturulmuştur.
Aşağıda cellar ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
Go down into the cellar and get us a couple of bottles of wine.
Kilere in ve bize birkaç şişe şarap getir.
He brought our TV set down to the cellar.
TV setimizi aşağıya kilere getirdi.
I kept the cheese in the cellar.
Peyniri kilerde sakladım.
There is a lot of food in the cellar.
Kilerde birçok yiyecek var.
24. Window / Pencere
Pencere İngilizcesi window’dur.
Pencere, her odada en az bir adet bulunan, İngilizce evin bölümleri ve eşyaları arasında en çok görülen kısım olarak bilinmektedir. Evin gün ışığı ve hava almasına yardımcı olan pencereler, sıklıkla ev sakinleri tarafından kullanılmaktadır.
Aşağıda window ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
“Would you mind opening the window?” “Of course not.”
” Pencereyi açmanızın bir sakıncası var mı?” “Tabii ki yok.”
“How did you get in here?” “I climbed in through the window.”
“Buraya nasıl girdin?” “Pencereden tırmandım.”
She opened the window to let in fresh air.
İçeriye temiz hava girmesi için pencereyi açtı.
The boy didn’t admit breaking the window.
Çocuk pencereyi kırdığını kabul etmedi.
25. Wall / Duvar
Duvar İngilizcesi wall’dur.
Evin yıkılmadan ayakta kalmasına yardımcı olan duvarlar, her evin dört bir köşesinde bulunan kalın kolonlar ve uzun alanlardır.
Aşağıda wall ile ilgili cümle örneklerini görebilirsiniz:
The nail didn’t go through the wall.
Çivi duvardan geçmedi.
The boy drew a picture on the wall.
Çocuk duvara bir resim çizdi.
My grandfather’s picture is on the wall.
Büyükbabamın resmi duvardadır.
There was a high wall about the garden.
Bahçenin etrafında yüksek bir duvar vardı.