İngilizce Hukuk Terimleri, Anlamları ve Sözlüğü
İngilizce hukuk terimleri, İngilizce öğrenmek isteyenlerin karşısına zaman zaman çıkan sözcüklerdendir. Özellikle hukuk eğitimi alanlar ya da hukuki işlerle ilgilenen bireyler hukuk İngilizcesi öğrenmeli ve hukuk terimleri ve anlamlarını bilmelidir.İçerik, bu gibi nedenlerle kaleme alınmış olup; İngilizce hukuk terimlerini ayrıntılı olarak sizlere vermeyi amaçlamıştır.
İngilizce hukuk terimleri, İngilizce öğrenmek isteyenlerin karşısına zaman zaman çıkan sözcüklerdendir. Özellikle hukuk eğitimi alanlar ya da hukuki işlerle ilgilenen bireyler hukuk İngilizcesi öğrenmeli ve hukuk terimleri ve anlamlarını bilmelidir.
İNTER İNGİLİZCEİNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI
- Amerikalı native eğitmenlerle,
- Seviyene uygun programla,
- Seçtiğin eğitmenle seçtiğin saatte,
- Konuşmak istediğin konuyla,
- Her ders sonrası değerlendirmeyle
- İNGİLİZCE KONUŞMAYA BAŞLA!
İçerik, bu gibi nedenlerle kaleme alınmış olup; İngilizce hukuk terimlerini ayrıntılı olarak sizlere vermeyi amaçlamıştır. İngilizce mahkeme terimleri de bu içerikte paylaşılacak kelimeler arasındadır.
Hukuki İngilizce Konuşma ve Yazma Yeteneklerini Test Etme
İngilizce hukuksal terimler yalnızca hukuk okuyan, avukat olan veya hayatlarının bir dönemlerinde hukuki işlerle uğraşmak zorunda kalanların öğrenmesi gereken kelimeler değildir. Hukuk terimleri; günlük hayatın herhangi bir kısmında karşınıza çıkabilen ve bazen kendinizi ifade ederken kullanabileceğiniz sözcüklerdir.
Kişi kendini geliştirmek amacıyla İngilizce öğrenmeli ve bu öğrenme aşamalarından biri de İngilizce hukuk terimleri olmalıdır. İngilizce hukuk terimlerini ezberlemek için bol bol kelime çalışması yapmalı ve öğrendiğiniz kelimeleri cümle içinde sıklıkla kullanmalısınız.
Hukuk terimleri bilginizi ölçmeniz konusunda güvenebileceğiniz en doğru kaynak British Legal Centre’dır. Bu kaynak, doğrudan kişilerin İngilizce hukuk bilgilerini ölçmektedir. Çoktan seçmeli soruların olduğu bu kaynağa göz atabilir ve hukuki İngilizce yeteneğinizi test edebilirsiniz.
Örnek Cümlelerle Hukuk İngilizcesi Terimleri ve Türkçe Anlamları
İngilizce hukuk terimlerinden en yaygın olanları aşağıda örnek cümlelerle sizlere verilecektir. Sizler de öğrendiğiniz bu kelimelere alternatif yeni cümleler türetebilir ve hukuki İngilizce terimlerini daha rahat öğrenebilirsiniz.
İngilizce Adalet ve Hukuk Terimleri
İçeriğin bundan sonraki kısmında hukuk terimleri ve anlamları verilecek, bu terimlerden bazılarıyla ilgili örnek cümleler oluşturulacaktır.
Accuse İngilizcesi Anlamı ve Örnek Cümleleri
Accuse ne demek sorusunun yanıtı; suçlamak, suçlamada bulunmak, itham etmektir. Aşağıda accuse ile ilgili örnek cümleleri inceleyiniz.
The teacher accused Mine of cheating.
Öğretmen Mine’yi çekmekle suçladı.
I was falsely accused.
Ben yanlışlıkla suçlandım.
She accused him of being a liar.
Onu bir yalancı olmakla suçladı.
The President accused him of carelessness.
Başbakan onu dikkatsizlikle suçladı.
The coach accused us of not doing our best.
Koç bizi elimizden geleni yapmamakla suçladı.
Advocate İngilizcesi Anlamı ve Örnek Cümleleri
Advocate ne demek sözcüğünün yanıtları; avukat, desteklemek, müdafaa etmek; savunan kişi, savunucu şeklindedir. Aşağıda advocate ile ilgili örnek cümleleri bulabilirsiniz.
He advocates a revision of the rules.
Kuralların bir revizyonunu savunuyor.
She advocated equal rights for women.
Kadınlar için eşit hakları savundu.
He advocated abolishing class distinctions.
O, sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılmasını savundu.
He advocated the reduction of taxes.
Vergilerin azaltılmasını savundu.
Elif isn’t very good at playing the devil’s advocate.
Elif şeytanın avukatını oynamada çok iyi değildir.
Appeal İngilizcesi Anlamı ve Örnek Cümleleri
Appeal ne demek sorusunun yanıtı; temyize başvurmak, temyiz ve başvurmak anlamlarındadır. Aşağıda appeal ile kurulan cümle örneklerini inceleyiniz.
The lawyer decided to appeal the case.
Avukat davaya başvurmaya karar verdi.
The appeal was rejected.
Başvuru reddedildi.
I don’t see the appeal.
Başvuruyu görmedim.
We made an appeal for support.
Biz destek için temyize gittik.
They appealed the court’s decision.
Mahkeme kararını temyiz ettiler.
Arrest İngilizcesi Anlamı ve Örnek Cümleleri
Arrest ne demek sorusunun yanıtı; tutuklanmaktır. Aşağıda arrest ile kurulan cümle örneklerini inceleyiniz.
You are under arrest.
Sen tutuklusun.
You are under arrest.
Sen tutuklusun.
The police are not here to arrest you.
Polis, seni tutuklamak için burada değil.
I have a warrant for the man’s arrest.
Adamın tutuklanması için haklı bir nedenim var.
The man was arrested as a spy.
Adam bir casus olarak tutuklandı.
Abduction İngilizce Anlamı ve Örnek Cümleleri
Abduction ne demek sorusunun yanıtı; kaçırma, kaçırılma anlamlarındadır. Aşağıda abduction ile kurulan cümle örneklerini inceleyiniz.
We first analyse the methods of abduction, which focus on explaining the evidence.
Önce kanıtları açıklamaya odaklanan kaçırma yöntemlerini analiz ediyoruz.
Abduction someone is a great crime.
Birini kaçırmak, büyük bir suçtur.
The man went to jail for kidnapping.
Kaçırma suçuyla hapse girdi.
The woman is abducting her children.
Kadın, çocuklarını kaçırıyor.
The abduction frightened her.
Kaçırılma, onu korkuttu.
Abscond İngilizce Anlamı ve Örnek Cümleleri
Abscond ne demek sorusunun yanıtı; firar etmek ve saklanmak anlamlarındadır. Aşağıda abscond ile kurulan cümle örneklerini inceleyiniz.
He absconded with the money.
O, para ile birlikte firar etti.
He absconded with all the money donated for earthquake relief.
O, deprem yardımı için bağışlanan tüm parayla birlikte firar etti.
She absconded with the money.
Parayı alıp kaçtı.
He absconded from the country.
Ülkeden firar etti.
The marmot absconds in winter.
Dağ sıçanı kışın saklanır.
Abuse of Process İngilizce Anlamı ve Örnek Cümleleri
Abuse of process sürecin kötüye kullanılması, bir dava veya davacının davada davacı tarafından ileri sürülmesi için yasal işlemlerin veya sürecin haksız veya mantıksız kullanımı anlamına gelmektedir. Aşağıda bununla ilgili cümle örneklerini inceleyiniz.
People shouldn’t abuse animals.
İnsanlar hayvanları istismar etmemeli.
Child abuse is against the law.
Çocuk istismarı yasalara aykırıdır.
The abuse of alcohol among young people is a serious problem.
Alkolün kötüye kullanımı genç insanlar arasında ciddi bir sorundur.
The World Health Organization says alcohol abuse is the third leading cause of death and disability in the world.
Dünya Sağlık Örgütü alkolün kötü kullanımının dünyada ölümün ve sakatlığın önde gelen üçüncü sebebi olduğunu söylüyor.
The football club has a zero tolerance policy on referee abuse.
Futbol kulübünün hakem hatası konusunda sıfır tolerans politikası vardır.
Legal Aid Scheme İngilizce Anlamı ve Örnek Cümleleri
Legal aid scheme, adli yardım planı/programı anlamında bir kullanımdır. Aşağıdaki cümle örneklerini inceleyiniz.
Only the very poorest people qualify for legal aid.
Sadece en fakir insanlar adli yardım almaya hak kazanır.
The applicant wishes to commence proceedings against her former employer, and is applying for legal aid.
Başvuran, eski işverenine karşı işlem başlatmak istiyor ve adli yardım için başvuruyor.
Some charities give legal aid to poor nations threatened by climate change.
Bazı hayır kurumları iklim değişikliğinin tehdidi altındaki yoksul ülkelere adli yardım sağlıyor.
Almost GBP 69 million was paid out in legal aid for clinical negligence cases in the year to April.
Nisan ayına kadar olan yılda klinik ihmal davaları için adli yardım olarak yaklaşık 69 milyon GBP ödendi.
Sözleşmelerle İlgili İngilizce Hukuk Terimleri
Aşağıdaki listede sözleşmelerle ilgili İngilizce hukuk terimleri verilmiştir.
- Acknowledgements: onaylar
- Agency and partnership: acentelik ve ortaklık
- Agents for service: ticari temsilciler
- Amendment or variation: ekleme veya tadiller
- Announcements: bildirimler
- Assignment and novation: devir ve yenileme
- Appointment: atama
- Audit and records: muhasebe denetimi ve defterler
- Best endeavours: en iyi gayret
- Capacity: yetki
- Commencement: başlangıç
- Completion: tamamlama
- Conditions precedent and subsequent: emsal, teamül ve sonraki şartlar
- Confidentiality: gizlilik
- Consent: rıza
- Consequences of termination: fesih neticeleri
- Consultation: danışmanlık
- Costs and expenses: masraf ve giderler
- Cumulative remedies: alternatif kanun yolları
- Currency: para birimi
- Deposits and part payments: mevduat ve kısmi ödemeler
- Disclaimers:feragatnameler
- Exemption clauses: muafiyet hükümleri
- Expiration and termination at will: sona erme ve fesih
- Exclusive: Münhasır
- Non-exclusive: Münhasır olmayan
- Sole: Tek
- Force majeure: mücbir sebep
- Further assurances: ek, ilave güvenceler
- Indemnities: tazminatlar
- Indexation: alfabetik sıra
- Interest: faiz
- Insurance: sigorta
- Law: Kanun
- Net sales value: net satış değeri
- Notices: bildirimler
- Options: seçenekler
- Payment terms and interest: Ödeme şartları ve faiz
- Receipts: makbuzlar
- Reporting: raporlama
- Retention of title: mülkiyeti muhafaza kaydı ile satış
- Set-off and retention: mahsup, takas ve muhafaza
- Subcontracting: alt yüklenici
- Time of the essence: zaman esası
- Waivers: feragat belgesi
- Warranties: garantiler
- Whole agreement: tüm sözleşme
İngilizce Hukuk Terimleri ve Sözlüğü PDF
Aşağıda İngilizce hukuk terimleri ve sözlüğü PDF verilmiştir.
İngilizce Mahkeme Terimleri ve Anlamları
Aşağıda İngilizce mahkeme terimleri ve anlamlarına yer verilmiştir, inceleyiniz.
- Affidavit: beyan
- Allegation: iddia
- Appeal: temyiz
- Bail: kefalet
- Chambers: yargıç odası
- Capital offense: ölüm cezası
- Charge: itham etmek
- Circumstantial evidence: emare
- Clerk of court: mahkeme katibi
- Complaint: süreklilik
- Continuance: mahkumiyet
- Conviction: öğüt
- Counsel: mahkeme
- Court: mahkeme
- Court reporter: mahkeme muhabiri
- Cross examine: çapraz sorgu
- Defendant: sanık
- Deposition: ifade
- Discovery: keşif
- Docket: iş listesi
- Evidence: kanıt
- Felony: suç
- Grand jury: büyük jüri
- Hearsay: söylenti
- Impeachment: suçlama
- Indictment: iddianame
- Instructions: talimatlar
- Interrogatories: sorgulamalar
- Interview: görüşme, röportaj
- Issue: konu
- Judge: hakim
- Judgement: yargı
- Jurisdiction: yetki alanı
- Juror: jüri üyesi
- Jury: jüri
- Misdemeanor: kabahat
- Mistrial: yanlış yargılama
- Oath: yemin
- Objection: itiraz
- Opinion: görüş
- Oral argument: sözlü argüman
- Plaintiff: davacı
- Plea: savunma
- Pleading: savunmalar
- Probation: şartlı serbestlik
- Probation officers: gözetim memurları
- Prosecute: kovuşturmak
- Public defenders: kanun savunucuları
- Sentence: cümle
- Sequester: haczetmek
- Subpoena: çağrı kağıdı
- Testify: tanıklık yapmak
- Testimony: yeminli tanık ifadesi
- Trial: yargılama
- Verdict: karar
- Victim advocate: kurban avukatı
- Warrant: garanti
- Witness: tanık
İngilizce Ceza Hukuku Terimleri ve Anlamları
Aşağıda İngilizce ceza hukuku terimleri ve anlamlarına yer verilmiştir, inceleyiniz.
- Abuse: kötüye kullanma
- Appeal: temyiz
- Arson: kundakçılık
- Assault: tecavüz
- Battery: darp
- Bribery: rüşvet
- Crimes Against Children: çocuklara karşı işlenen suçlar
- Counterfeiting: sahtecilik
- Cybercrime: siber suçlar
- Domestic Violence: aile içi şiddet
- Drug Crimes: uyuşturucu suçları
- Embezzlement: zimmet
- Expungement: ortadan kaldırma
- Extortion: gasp, haraç
- Forgery: evrakta sahtecilik
- Fraud: dolandırıcılık
- Hate Crimes: nefret suçları
- Homicide: adam öldürme
- Identity Theft: kimlik hırsızlığı
- Indecent Exposure: teşhir
- Mayhem: şiddet, sakatlama
- Manslaughter: taksirle adam öldürme
- Molestation: sarkıntılık
- Money Laundering: para aklama
- Murder: cinayet
- Obscenity: küfür
- Perjury: yalan beyan
- Rape: tecavüz
- Self-Defense: meşru müdafaa
- Tax Evasion: vergi kaçakçılığı
- Tax Fraud: vergi sahtekarlığı
- Terrorism: terörizm
- Theft: hırsızlık
- Writs: irade
İngilizce Deniz Hukuku Terimleri ve Anlamları
Aşağıda deniz hukuku terimleri ve anlamlarına yer verilmiştir, inceleyiniz.
- Barge: mavna
- Bay: koy
- Buoy: şamandıra
- Cargo vessel: yük gemisi
- Deck: güverte
- Embargo: ambargo
- Gunwale: küpeşte
- Meridian: meridyen
- Navy: donanma
- Obstruction: abluka
- Open harbour: açık liman
- Pier: iskele
- Port of registry: bağlanma limanı
- Propeller: pervane
- Red Sea: Kızıldeniz
- To be anchored off-shore: alarga yatmak
- Tonnage: tonaj
- Unfold the sails: yelken açmak
- Velivolant: pupa yelken
- Waterfront: rıhtım
İngilizce Ticaret Hukuku Terimleri ve Anlamları
Aşağıda İngilizce ticaret hukuku terimleri ve anlamlarına yer verilmiştir, inceleyiniz.
- Trader: tacir
- Business: işletme
- Trade: ticaret
- Registry: sicil
- Designation: unvan
- Commercial activity: ticari faaliyet
- Current account: cari hesap
- Ortaklık: partnership
- Şirket: company
- Anonim şirket: incorporated company
- Kolektif şirket: collective company
- Komandit şirket: limited partnership
- Kooperatif: cooperative
- Çek: check
- Senet: bill
- Bono: bond
- Poliçe: policy
- Emtia: commodity
- Sermaye: capital
- Bank: bank
İngilizce İş Hukuku Terimleri ve Anlamları
Aşağıda iş hukuku terimleri ve anlamlarına yer verilmiştir, inceleyiniz.
- Legislation: mevzuat
- Common law: genel hukuk
- Child labour: çocuk işçiliği
- Annual leave: yıllık izin
- International labour organization: Ulusararası İşçi Örgütü
- International law: Uluslararası hukuk
- Collective bargaining: toplu pazarlık
- Case law: içtihat
- Trade union: ticaret birliği
- Contract: sözleşme
- Counterplea: karşı uyarı
- Champerty: kar ortaklığı
- Subornation: yalancı tanıklık
- Jurisconsult: hukuk danışmanı
- Testate: vasiyetname
- Lawgiving: kanun verme
- Enfeoffment: ceza
- Disbarment: barodan çıkarma
- Tax system: vergi sistemi
- Nonapplication: başvurmama
- Cyberlaw: siber hukuk
- Intervenor: mücadeleci
İngilizce Medeni Hukuk Terimleri ve Anlamları
Aşağıda İngilizce medeni hukuk terimleri ve anlamlarına yer verilmiştir, inceleyiniz.
- Civil law: medeni hukuk
- Persons law: kişiler hukuku
- Family law: aile hukuku
- Inheritance law: miras hukuku
- Property law: eşya hukuku
- Law of obligations: borçlar hukuku
- Private law: özel hukuk
- Public law: kamu hukuku
- Proof: ispat
- Goodwill: iyi niyet
- Judge: hakim
- License of right: hak ehliyeti
- Right: hak
- Action: fiil
- Personality: kişilik
- Justice: adalet
- Act: edim
- Norm: norm
- Doctrine: doktrin
- Tradition: gelenek
İngilizce Uluslararası Hukuk Terimleri ve Anlamları
Aşağıda uluslararası hukuk terimleri ve anlamlarına yer verilmiştir, inceleyiniz.
- Adjacent region: bitişik bölge
- Continental shelf: kıta sahanlığı
- Diplomacy: diplomasi
- Exclusive economic zone: münhasır ekonomik bölge
- Immunity: dokunulmazlık
- International relations: uluslararası ilişkiler
- International law: uluslararası hukuk
- International organizations: uluslararası örgütler
- International treaties: uluslararası antlaşmalar
- Sanction: yaptırım
- State: devlet
İngilizce Kamu Hukuku Terimleri ve Anlamları
Aşağıda İngilizce kamu hukuku terimleri ve anlamlarına yer verilmiştir, inceleyiniz.
- Public Law: kamu hukuku
- Citizen: vatandaş
- Citizenship: vatandaşlık
- Administrative court: idare mahkemesi
- Administration: idare
- Public interest: kamu yararı
- Order: emir
- Sovereignty: egemenlik
- Nation: ulus
- Benefit: çıkar
- Constitutional state: hukuk devleti
- Constitution: anayasa
- Supremacy of the constitution: anayasanın bağlayıcılığı
- Public property: kamu malı
- Expropriation: kamulaştırma
- Legal system: hukuk sistemi
- Social order: toplumsal düzen
- Charter: tüzük
- Resources: kaynaklar
- Court of Accounts: Sayıştay
- Application: başvuru
İngilizce İdare Hukuku Terimleri ve Anlamları
Aşağıda İngilizce idare hukuku terimleri ve anlamlarına yer verilmiştir, inceleyiniz.
- Administrative law: idare hukuku
- Administration: yönetim
- State model: devlet modeli
- Selection: seçim
- Administrative regime: idari rejim
- Democracy: demokrasi
- Regulation: regülasyon
- Zoning Law: imar hukuku
- Procurement Law: ihale hukuku
- Administrative Sanctions: idari yaptırımlar
- Civil Servant Law: sivil memur hukuku
- Administrative Trial Procedure: idari yargılama usulü
- Administrative Contracts Law: idari sözleşmeler hukuku
- Council of state: Danıştay
- High Military Administrative Court: Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
- Regional Administrative Courts: Bölge İdare Mahkemeleri
- Administrative Courts: İdare Mahkemeleri
İngilizce Anayasa Hukuku Terimleri ve Anlamları
Aşağıda İngilizce anayasa hukuku terimleri ve anlamlarına yer verilmiştir, inceleyiniz.
- Constitutional jurisdiction: anayasa yargısı
- Constitution: anayasa
- Government: hükümet
- Nation state: ulus devlet
- Formal constitution: şekli anayasa
- Material constitution: maddi anayasa
- Written law: yazılı hukuk
- Types of administration Government: idare biçimleri
- Prime minister: başbakan
- Minister: bakan
- President: cumhurbaşkanı
- Legislative: yasama
- Executive: yürütme
- Judgement: yargı
- Council: meclis
- Authority: otorite
- Hierarchy: hiyerarşi
İngilizce Vergi Hukuku Terimleri ve Anlamları
Aşağıda İngilizce vergi hukuku terimleri ve anlamlarına yer verilmiştir, inceleyiniz.
- Tax: vergi
- Income: gelir
- Expense: gider
- Tax law: vergi hukuku
- Budget: bütçe
- Mortar: harç
- Budget law: vergi hukuku
- Fund: fon
- Premium: prim
- Dues: aidat
- Taxation: vergileme
- Insurance: sigorta
- Collectible: tahsil
- Notification: tebliğ
- Base: matrah
İngilizce Hukuk Terimleri Sözlüğü PDF
İngilizce hukuk terimleri sözlüğü PDF aşağıda verilmiştir.
İngilizce Diğer Hukuk Terimleri ve Anlamları
Abatement | azaltma |
Absolute | mutlak |
Abuttals | arazi sınırı |
Acceptance | kabul |
Acceptor | alıcı |
Accessory | aksesuar |
Accomplice | suç ortağı |
Accordingly | talimat |
Acquit | beraat ettirmek, aklamak |
Bailiwick | icra memuru |
Bailment | kefalet |
Bailor | kefil |
Balance sheet | bilanço |
Banker’s draft | banka ödeme emri |
Bankrupt | iflas etmiş |
Bankruptcy order | iflas emri |
Bankruptcy search | iflas araması |
Bar | avukat |
Bare trust | açık güven |
Canon law | dini yasa |
Capacity | kapasite, ehliyet |
Capital allowances | sermaye ödenekleri |
Capital gain | sermaye kazancı |
Capital gains | sermaye kazançları |
Capital punishment | ölüm cezası |
Capital redemption | sermaye itfası |
Careless driving | dikkatsiz sürüş |
Care and protection order | velayet kararı |
Cartel | kartel |
Circuit | devir |
Debenture | gümrük vergisi iade belgesi |
Debt | borç |
Debtor | borçlu |
Deceit | aldatma |
Decree | kararname |
Decree absolute | mutlak kararname |
Decree nisi | kesinleşen boşanma kararı |
Deed | vakıf senedi |
Deed of arrangement | düzenleme belgesi |
De facto | fiili durum |
Defamation | hakaret |
Default | varsayılan |
Easement | irtifa |
Enabling legislation | etkinleştirilen mevzuat |
Endorsement | onay |
Endowment policy | bağış politikası |
Enduring power of attorney | kalıcı velaketname |
Engrossment | istifçilik |
Equitable mortgage | adli ipotek |
Escrow | alıkoyma |
Estate | arazi |
Estimate | hüküm verme |
Exclusions | istisnalar |
Factor | faktör |
False imprisonment | yanlış hapis |
False pretence | yanlış iddia |
False representation | yanlış temsil |
Family Division | aile bölümü |
Felony | suç |
Feme covert | evli kadın |
Feme sole | bekar kadın |
Fixed charge | sabit ücret |
Floating charge | dalgalı ücret |
Frustration | sözleşmenin temelden değişmesi |
General damages | manevi tazminat |
General meeting | genel kurul |
Grant | hibe |
Grant of probate | vasiyetname |
Guarantee | garanti |
Guarantee company | garanti şirketi |
Guarantor | garantör |
Guardian | gardiyan |
Guilty | suçlu |
Habeas corpus | özgürlüğün korunması yargıç güvencesindedir |
Harassment of debtors | borçluların tacizi |
Harassment of Occupiers | işgalcilerin tacizi |
Hearsay evidence | kulaktan dolma delil |
High Court | Yüksek Mahkeme |
Hire | kiralamak |
House of Lords | Lordlar Kamarası |
Holding company | Holding |
Hostile witness | Düşman tanık |
Indict | İddianame |
Indictable offence | İddia edilebilir suç |
Indictment | İddianame |
Injunction | İhtiyati tedbir |
Intangible property | maddi olmayan mülk |
Interest | faiz |
Interlocutory Judgement | müdahale kararı |
Interlocutory Proceedings | müdahale işlemleri |
Interrogatories | sorgulamalar |
Intestacy/intestate | kanuni mirasçıya intikal etmek |
Joint and several liability | müşterek ve çeşitli sorumlulul |
Joint lives policy | ortak yaşam politikası |
Joint tenancy | ortak kiracılık |
Joint will | ortak irade |
Joyriding | izin almadan başkasının aracını kullanma |
Judge advocate | yargıç avukat |
Judge Advocate General | hakim, savcı |
Judgement | yargı |
Judgement creditor | karar alacaklısı |
Kerb crawling | bordür taraması |
Kidnap | kaçırmak |
Knock for knock | sigortalı araç sözleşmeleri |
Know-how | usulünü bilmek, |
Land | arazi |
Lawsuit | dava |
Lease | kiralama |
Leasehold | kiralanmış |
Lessee | kiracı |
Lessor | kiralayan |
Liabilities | borçlar |
Liability | yükümlülük |
Libel | hakaret |
Magistrate | yargıç |
Magistrates’ court | Sulh Mahkemesi |
Maintenance | bakım |
Majority | çoğunluk |
Male issue | erkek problemleri |
Malfeasance | kötüye kullanma |
Malice | kötülük |
Malice aforethought | kötü niyet |
Malicious falsehood | kötü niyetli yalan |
Malicious prosecution | kötü niyetli kovuşturma |
Naked truth | çıplak güven |
Naturalisation | vatandaşlık |
Negligence | ihmal |
Negligent | ihmal |
Negotiable instrument | kıymetli evrak |
Non-exclusive licence | münhasır olmayan lisans |
Notary | noter |
Not guilty | suçsuz |
Notice | farkına varmak |
Oath | yemin |
Objects | eşyalar |
Obligation | yükümlülük |
Obligor | borçlu |
Obstruction | engel |
Occupation | meslek |
Occupational pension | mesleki emeklilik |
Occupier | işgalci |
Offensive weapon | saldırı silahı |
Panel | panel |
Parole | şartlı tahliye |
Party | parti |
Passing off | başka birinin ürününe benzerini pazarlamak |
Patent | patent |
Patricide | baba katili |
Pawn | rehin vermek |
Payment into court | mahkemeye ödeme |
Penalty | ceza |
Perjury | yalancı şahıs |
Qualifying child | çocuk zammı almaya hak kazanan çocuk |
Quango | bağımsız yetkileri olan hükümet kuruluşu |
Quarter days | üç ayda bir gelen hesap ödeme günü |
Quiet enjoyment | rahatsız edilmeden yararlanma |
Quiet possession | sessiz mülkiyet |
Quorum | yetersayı |
Racial discrimination | ırkçılık |
Rack rent | çok fahiş kira istemek |
Rape | tecavüz |
Real | gerçek |
Real estate | emlak |
Real property | gayrimenkul |
Realty | emlak |
Reasonable force | makul kuvvet |
Receiver | alıcı |
Receiving recognisance | onay alma |
Riot | isyan |
Robbery | soygun |
Salvage | kurtarma |
Satisfaction | memnuniyet |
Scheme of Arrangement | konkordato planı |
Scrip | makbuz |
Scrip dividend | makbuz dosyası |
Scrip issue | temettü |
Search | arama |
Sedition | isyan |
Settle | yerleşmek |
Settlor | mülkünü vasiyetle bırakan kimse |
Sheriff | şerif |
Sui generis | kendine has ikili yapı |
Taxable supply | vergiye tabi arz |
Taxation | vergilendirme |
Taxation of costs | maliyetlerin vergilendirilmesi |
Tax avoidance | vergi kaçakçılığı |
Tax evasion | vergi kaçırma |
Tax point | vergi noktası |
Tenant | kiracı |
Tender | ihale |
Tenure | görev süresi |
Ultra vires | kuvvet veya yetkinin ötesinde |
Underlease | kiracının kiraya vermesi |
Undertaking | taahhüt |
Unfair contract terms | haksız sözleşme şartları |
Unfair dismissal | haksız yere işten çıkarılma |
Unit trust | birim güveni |
Unregistered company | kayıtlı olmayan şirket |
Unregistered land | kayıt dışı arazi |
Unsecured creditor | teminatsız alacaklı |
Uterine | anası bir babası ayrı |
Vendee | satıcı |
Vendor | karar |
Verdict | haciz emri |
Vesting order | bir arazi mülkiyetini nakleden mahkeme ilanı |
Vicarious liability | veraset |
Violent disorder | şiddetli bozukluk |
Void | geçersiz |
Voidable | iptal edilebilir |
Voluntary arrangement | gönüllü düzenleme |
Ward of court | mahkeme koğuşu |
Warrant | garanti |
Warranty | garanti |
Wayleave | geçiş hakkı |
Will | niyet |
Without prejudice | önyargısız |
Witness | tanık |
Writ of execution | icra emri |
Writ of summons | celpname |
Wrongful dismissal | haksız yere işten çıkarma |
Wrongful trading | yanlış ticaret |
Young offender | genç suçlu |