İngilizce Kelimelerin İkinci Halleri ve Anlamları
İngilizcede halihazırda olup bitmiş olayları bildiren cümleler kurmak için “past tense” (geçmiş zaman) kipi kullanılır. Geçmiş zaman kipiyle cümle kurmak için fiillerin geniş zamanda kullanılan “present simple” adlı mastar halinden farklı olan “past simple” çekimlerinin kullanılması gerekir. Geçmiş zaman bildiren bu sözcükler, İngilizce kelimelerin ikinci halleri olarak da adlandırılır.
İngilizcede halihazırda olup bitmiş olayları bildiren cümleler kurmak için “past tense” (geçmiş zaman) kipi kullanılır. Geçmiş zaman kipiyle cümle kurmak için fiillerin geniş zamanda kullanılan “present simple” adlı mastar halinden farklı olan “past simple” çekimlerinin kullanılması gerekir. Geçmiş zaman bildiren bu sözcükler, İngilizce kelimelerin ikinci halleri olarak da adlandırılır.
İNTER İNGİLİZCEİNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI
- Amerikalı native eğitmenlerle,
- Seviyene uygun programla,
- Seçtiğin eğitmenle seçtiğin saatte,
- Konuşmak istediğin konuyla,
- Her ders sonrası değerlendirmeyle
- İNGİLİZCE KONUŞMAYA BAŞLA!
İngilizce kelimelerin ikinci halleri oluşturuluş biçimine göre düzenli ve düzensiz olarak ikiye ayrılır. Düzenli fiiller belli bir kurala göre oluşturulur, içlerinde ses olayları haricinde istisna yoktur. Düzensiz fiillerin ise kendilerine has oluşturulma biçimleri vardır. Bazılarının oluşturulma şekli birbirine benzese de arada küçük farklılıklar olabilir. Düzensiz fiiller genelde öğrencilere liste halinde sunulur.
Düzenli Fiiller
İngilizcede düzenli fiiller, ikinci hal çekimleri yapılırken “-d”, “-ed” ve “-ied” takısı alan fiillerdir. Sesli harfle biten düzenli fiillerin sonuna yalnızca “-d” gelir. Örneğin: play-played, need-needed. Sessiz harfle biten fiiller ise genelde “-ed” alırlar. Use-used, live-lived sözcüklerinde olduğu gibi.
Sessiz harfle biten fiillerde bazı ses olayları olabilir. Bunlardan biri ses tekrarıdır. Örneğin “stop” sözcüğünün ikinci halini yazarken doğru olan “stoped” değil, “stopped” sözcüğüdür.
Diğer bir ses olayı da ses düşmeleridir. Özellikle son iki harfi sessiz olup da “-y” harfiyle biten sözcüklerde görülebilir. Buna en bariz örnek cry-cried çekimidir. Bu tarz ses olayları fiilin düzenli olma halini bozmaz. Önemli olan fiilin bu üç takıdan birini alıyor olmasıdır.
İngilizce kelimelerin ikinci halleri temel olarak böyle kurulur. Cümle örnekleri vermek gerekirse:
I walked along the beach.
She fried meat for dinner.
He cleaned the floor.
Düzensiz Fiiller
İngilizce kelimelerin ikinci halleri için çekimleri biraz daha karışık kılan şey pek çok fiilin düzensiz olmasıdır. Bu fiilleri ezberlemek başta zor görünür. Ancak okuyup yazdıkça oluşacak göz aşinalığıyla kolayca öğrenilip hatırlanabilir.
Düzensiz fiillerin bazılarının üç hali de aynıdır (bid-bid-bid, cut-cut-cut). Bazılarında ikinci hal yapılırken küçük bir harf değişikliği olur (build-built). Düzensiz fiiller bazen de kendine has şekilde İngilizce kelimelerin ikinci halleri olarak kullanılır: Örneğin “read” sözcüğünün birinci ve ikinci halinin yazılışı aynıdır, ancak arada telaffuz farkı vardır.
Bunların yanısıra çoğu fiilin üç hali de birbirinden farklı yazılır (grow-grew-grown). Kelimelerin içerdiği harflere göre İngilizce kelimelerin ikinci halleri çekimlerinde belli bir örüntü gözlemlenebilir. Örneğin “grow” fiilini gördük. Son iki harfi “grow” ile aynı olan “throw” fiilinin ikinci hali “threw”, aynı şekilde “blow” fiilinin ikinci hali ise “blew” olarak kullanılır.
İngilizce kelimelerin ikinci halleri ve üçüncü halleri
1. Hali Base Form | Okunuşu | 2. Hali Past Simple | Okunuşu | 3. Hali Past Participle | Okunuşu | Türkçe Anlamı |
awake | eweyk | awoke | evog | awoken | evokın | uyanmak |
be | bi | was/were | vaz/vör | been | biin | olmak |
beat | biıt | beat | biıt | beaten | bitın | vurmak |
become | bikam | became | bikeym | become | bikam | olmak |
begin | bigin | began | bigen | begun | bigan | başlamak |
bend | bend | bent | bent | bent | bent | bükmek |
bet | bet | bet | bet | bet | bet | bahse girmek |
bid | biid | bid | biid | bid | biid | emretmek |
bite | bayt | bit | bit | bitten | bitın | ısırmak |
blow | bılov | blew | bıluv | blown | bılovn | esmek |
break | bireyk | broke | bırog | broken | bırokın | kırmak |
bring | bıring | brought | bıroukt | brought | bıroukt | Getirmek |
build | build | built | built | built | built | inşa etmek |
burst | borst | burst | borst | burst | borst | patlamak |
buy | bay | bought | bouht | bought | bouht | satın almak |
catch | ketç | caught | kouht | caught | kouht | tutmak |
choose | çıuz | chose | çoz | chosen | çuızın | seçmek |
come | kam | came | keym | come | kam | gelmek |
cost | kost | cost | kost | cost | kost | mâl olmak |
creep | kırip | crept | kırept | crept | kırept | emeklemek |
cut | kat | cut | kat | cut | kat | kesmek |
dig | dig | dug | dag | dug | dag | kazmak |
do | du | did | did | done | dan | yapmak |
draw | dırov | drew | dıruv | drawn | dırovn | çizmek |
drive | dırayv | drove | dırov | driven | dırayvın | araba sürmek |
drink | dıring | drank | direng | drunk | dırang | içmek |
eat | iit | ate | eyt | eaten | itın | yemek yemek |
fall | fol | fell | fel | fallen | follın | düşmek |
feed | fiid | fed | fed | fed | fed | beslemek |
feel | fiıl | felt | felt | felt | felt | hissetmek |
fight | fayt | fought | fouht | fought | fouht | kavga etmek |
find | faynd | found | faund | found | faund | bulmak |
fly | fılay | flew | fıliuv | flown | fılavn | uçmak |
forbid | forbıid | forbade | forbeyt | forbidden | forbidın | yasaklamak |
forget | forget | forgot | forgat | forgotten | forgatın | unutmak |
forgive | forgiv | forgave | forgeyv | forgiven | forgivın | affetmek |
freeze | fıriiz | froze | fırooz | frozen | frozın | dondurmak |
get | get | got | gat | gotten | gatın | elde etmek |
give | giv | gave | geyv | given | givın | vermek |
go | go | went | vent | gone | gan | gitmek |
grow | gırov | grew | gırıuv | grown | gırovn | büyümek |
hang | heng | hung | hang | hung | hang | asmak |
have | hev | had | hed | had | hed | sahip olmak |
hear | hiyır | heard | hörd | heard | hörd | duymak |
hide | hayd | hid | hid | hidden | hidın | gizlemek |
hit | hid | hit | hid | hit | hid | vurmak |
hold | hoold | held | held | held | heeld | tutmak |
hurt | hört | hurt | hört | hurt | hört | incinmek |
keep | kiip | kept | kept | kept | kept | saklamak |
know | nov | knew | niuv | known | novn | bilmek |
lay | ley | laid | leyid | laid | leyid | yaymak |
lie | lay | lay | ley | lain | layin | yalan söylemek |
leave | liıv | left | left | left | left | ayrılmak |
lend | lend | lent | lent | lent | lent | ödünç vermek |
let | leet | let | leet | let | leet | izin vermek |
lose | loos | lost | lost | lost | lost | kaybetmek |
make | meyk | made | meyd | made | meyd | yapmak |
meet | miit | met | met | met | met | buluşmak |
pay | pey | paid | peid | paid | peid | ödemek |
put | put | put | put | put | put | koymak |
read | riid | read | red | read | red | okumak |
ride | rayd | rode | rood | ridden | ridın | binmek |
ring | ring | rang | reng | rung | rang | çalmak |
rise | rays | rose | rooz | risen | raysın | yükselmek |
run | ran | ran | ren | run | ran | koşmak |
say | sey | said | sed | said | sed | söylemek |
see | sii | saw | sov | seen | siın | görmek |
sell | sel | sold | sold | sold | sold | satmak |
send | send | sent | sent | sent | sent | göndermek |
shut | şat | shut | şat | shut | şat | kapatmak |
sing | sing | sang | seng | sung | sang | şarkı söylemek |
sit | sit | sat | set | sat | sat | oturmak |
sleep | sılip | slept | sılebt | slept | sılebt | uyumak |
speak | sıpik | spoke | sıpog | spoken | sıpokın | konuşmak |
spend | sıpend | spent | sıpent | spent | sıpent | harcamak |
stand | sıtend | stood | stuud | stood | stuud | ayakta beklemek |
swim | sıvim | swam | sıvem | swum | sıvam | yüzmek |
take | teyk | took | tuuk | taken | teykın | almak |
teach | tiiçh | taught | taıght | taught | taıght | öğretmek |
tell | tel | told | told | told | told | söylemek anlatmak |
think | tink | thought | dout | thought | dout | düşünmek |
throw | tırov | threw | tıruv | thrown | tırovn | atmak |
wake | weyk | woke | vog | woken | vokın | uyanmak |
wear | viır | wore | vor | worn | vorn | giyinmek |
understand | andırstend | understood | andırstud | understood | andırstud | anlamak |
win | vin | won | von | won | von | kazanmak |
write | rayt | wrote | root | written | ritın | yazmak |
One thought on “İngilizce Kelimelerin İkinci Halleri ve Anlamları”
Hazırladığınız blog için teşekkürler