Just As Kullanımı, Anlamı ve Just As ile İlgili Cümleler
Just as bağlacı, İngilizce bağlaçlar arasında en çok kullanılanların başında gelmektedir. Bilindiği üzere İngilizce bağlaçlar, tıpkı Türkçede olduğu gibi cümle ya da yan cümleleri birbirine bağlama görevindedir. Just as de İngilizce bilgi ölçme sınavlarında yaygın olarak sorulan konulardandır.
Just as bağlacı, İngilizce bağlaçlar arasında en çok kullanılanların başında gelmektedir. Bilindiği üzere İngilizce bağlaçlar, tıpkı Türkçede olduğu gibi cümle ya da yan cümleleri birbirine bağlama görevindedir. Just as de İngilizce bilgi ölçme sınavlarında yaygın olarak sorulan konulardandır.
İNTER İNGİLİZCEİNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI
- Amerikalı native eğitmenlerle,
- Seviyene uygun programla,
- Seçtiğin eğitmenle seçtiğin saatte,
- Konuşmak istediğin konuyla,
- Her ders sonrası değerlendirmeyle
- İNGİLİZCE KONUŞMAYA BAŞLA!
Bu içerikte sizlere just as kullanımı ve bu bağlaçla sorulan örnek olumlu, olumsuz ve soru cümlelerine yer verilecektir.
Just As Ne Demektir?
Just as anlamı cümle içinde ‘’Tam …… iken’’ gibi bir anlamda kullanılmaktadır. Cümlelerdeki yer alma açısından just as bağlacı incelendiğinde, genellikle ‘’Past Continuous Tense’’ zaman kipinde oluşturulduğu görülmektedir. Burada bağlacın görevi, herhangi bir hareketin olmak üzere olduğunun ifadesinin aktarılmasını amaçlamaktadır.
- A visitor arrived just as we were setting out for the airport.
Tam havaalanına doğru yola çıktığımız sırada bir ziyaretçi geldi. - Just as I was entering the my house, my wife started to shout.
Tam ben evime girerken, eşim bağırmaya başladı.
Just As Bağlacı ve Grammar Formülü
Just as kullanımı, İngilizce cümlelerde yaygın olarak görülmektedir. Bu bağlacın cümle içinde kullanımını formülize edecek olursak:
- Cümle + just as + cümle ya da
- Just as + cümle, cümle şeklinde olduğunu ifade etmemiz mümkündür.
İçeriğin devamındaki örnek cümleleri inceleyerek konuyu daha iyi öğrenebilirsiniz.
Just As So Kullanımı ve Anlamı
‘‘Just as… so…’’ yapısı ise, just kullanımının daha farklısına işaret etmekte olup; benzerlik gösteren iki farklı şeyin karşı tarafa net bir biçimde ifadesinde kullanılmaktadır. Türkçe anlamına baktığımızda ise bu kalıbın ‘‘… olduğu gibi, … da öyledir’’ anlamına geldiğini söylememiz mümkündür. En temel ifadesiyle bu kalıbın kullanım amacı, cümlede yer alan iki durumun da aynı şeye işaret ettiğini aktarmaktdır.
Just as…. so… yapısı kullanımını grammer formülü olarak ifade ettiğimizde:
- Just as + Subject (özne) + Verb (Yüklem) + Object (nesne) / yani cümle + so + Subject + Verb + Object / cümle
- Just as + subject + verb + object (yani cümle) + so + cümle ya da devrik yapılı cümle şeklinde olabildiğini görmektedir.
Aşağıda yer alan just as so cümlelerini inceleyiniz:
- Just as we hope to be forgiven, so we should forgive others.
Nasıl affedilmeyi umduğumuz gibi, başkalarını da affetmeliyiz. - She most likely wants to kiss you just as, so don’t lose hope.
Muhtemelen seni çok öpmek istiyor, bu yüzden umudunu kaybetme. - She deserves it, and just as importantly, so do we.
O, bunu hak ediyor ve en önemlisi bizler de hak ediyoruz. - Rulers fear revolution, and just as strongly, so do the people.
Yöneticiler devrimden korkar ve halk da aynı şekilde şiddetle korkar. - Downtime is just as important, so don’t forget to include that.
Arıza süresi de aynı derecede önemlidir, bu yüzden bunu eklemeyi unutmayın. - Just as we can speak English, so they can speak French.
Tıpkı İngilizce konuşabildiğimiz gibi, onlar da Fransızca konuşabilir. - Just as she didn’t call me, so he didn’t call her.
Tıpkı onun beni aramaması gibi, o da onu aramadı. - Just as she loves hiking so she enjoys travelling as well.
Yürüyüş yapmayı sevdiği gibi seyahat etmekten de hoşlanıyor. - Just as I love films, so does my brother love sports.
Tıpkı filmleri sevdiğim gibi, erkek kardeşim de sporu seviyor. - Just as weather does not change every day, climatic conditions do not change every year.
Her gün havanın değişmemesi gibi, iklim koşulları da her yıl değişmiyor. - Just as French is spoken in France, so is English spoken in England.
Fransa’da Fransızca konuşulduğu gibi, İngiltere’de de İngilizce konuşulmaktadır.
Yukarıda verilen örneklerde de görüldüğü üzere just as… so yapısı ile kurulan bir cümlenin olumsuz bir anlamda karşı tarafa aktarılması için ‘’not’’ eki kullanılmalıdır.
Just As ile ilgili Cümleler
Just as yapısının cümle içinde ‘’Tam …… iken’’ gibi bir anlama geldiğinden daha önce bahsetmiştik. Aşağıda verilen cümleleri inceleyerek just as bağlacı konusunu daha iyi öğrenebilirsiniz.
Just as ile ilgili olumlu cümle örnekleri
- Just as I got up with the train,it drove away.
Tam trenle kalktığım anda uzaklaştı. - The clock struck six just as I arrived.
Tam geldiğimde saat altıyı vurdu. - They all sounded just as tickled.
Hepsi de gıdıklanmış gibiydi. - Just as Murat has changed, so has his wife.
Murat’ın değiştiği gibi, eşi de değişti. - Men can be just as vain as women.
Erkekler de kadınlar kadar kendini beğenmiş olabilir. - It is just as I imagined.
Tam hayal ettiğim gibi. - Just as if it were nothing.
Sanki hiçbir şey değilmiş gibi. - She handed me a tissue just as I sneezed.
Tam hapşırdığım sırada bana bir mendil uzattı. - The house was just as she had imagined it.
Ev tam da hayal ettiği gibiydi. - He runs fast, but I run just as fast.
O hızlı koşuyor ama ben de onun kadar hızlı koşuyorum.
Just as ile ilgili olumsuz cümle örnekleri
- The door didn’t knock, just as I called her.
Ben onu telefonla aradığım anda, kapı çalmadı. - Just as she was going to take a shower, her mom didn’t call her.
Tam duşa girerken, annesi onu çağırmadı. - Just as we were talking about the boss, he did not come to the office.
Tam patrondan bahsederken, o ofise gelmedi. - I was not trying to reach him just as I learned that he is not in a good mood.
İyi bir ruh halinde olmadığını öğrendiğim sırada, ona ulaşmaya çalışmıyordum. - Just as I decided to talk to him about my feelings, Mert did not come and talk to me.
Tam onunla duygularım hakkında konuşmaya karar vermiştim ki, Mert gelmedi ve benimle konuşmadı. - Just as Özge was cheating in the exam, the teacher did not catch her.
Öğretmen Özge’yi sınavda kopya çekerken yakalamadı. - The plane did not move, just as I was getting on it.
Tam uçağa binerken, o hareket etmedi.
Just as we were not swimming in the pool, it started to snow.
Tam biz havuzda yüzmüyorken, kar yağmaya başladı. - Just as I was writing her a letter she did not see me.
Tam ona bir mektup yazarken, o beni görmedi. - The doorbell did not ring, just as I was washing the vegetables.
Tam sebzeleri yıkarken, kapı zili çalmadı.
Just as ile ilgili soru cümlesi örnekleri
- Did it go away just as I got up on the train?
Tam trenle kalktığım anda uzaklaştı mı? - Did it hit six when I just arrived?
Tam geldiğimde saat altıyı vurdu mu? - Did his wife change, just as Murat changed?
Murat’ın tam da değişimi gibi eşi de değişti mi? - Could men be just as self-righteous as women?
Erkekler de tam da kadınlar gibi kendini beğenmiş olabilir mi? - Is it just as I imagined?
Tam hayal ettiğim gibi mi? - Did he hand me a handkerchief just as I was sneezing?
Tam da hapşırdığım gibi bana bir mendil uzattı mı? - Was the house just as he dreamed of?
Ev tam da hayal ettiği gibi mi? - He’s running fast but am I running as fast as he is?
O hızlı koşuyor ama ben de onun kadar hızlı koşuyor muyum? - Just as an afterthought why not ask Jale?
Neden sonradan gelen bir fikir olarak Jale’ye sormuyorsunuz?
Just As Always ile İngilizce Örnek Cümleler
‘’Just as always’’ kalıbı, Türkçe olarak düşünüldüğünde ‘‘her zamanki gibi, her zaman olduğu gibi’’ anlamlara gelmektedir. Bu kalıp için verilebilecek özel bir grammer formülü mevcut değildir, çünkü just as always kalıbı cümle içinde çok farklı şekillerde kullanılmaktadır. Aşağıda verilen cümle örneklerini inceleyerek konu hakkında daha çok bilgi sahibi olabilirsiniz.
Just as always ile ilgili olumlu cümle örnekleri
- He will keep operating just as always.
Her zamanki gibi çalışmaya devam edecek. - And our conversation was just as always, with one exception.
Ve sohbetimiz her zamanki gibiydi, bir istisna dışında. - I want to see you stronger than ever, just as always.
Seni her zamanki gibi her zamankinden daha güçlü görmek istiyorum. - Now, many months afterward, students scurry to class just as always.
Şimdi, aylar sonra, öğrenciler her zamanki gibi aceleyle sınıfa geliyorlar. - An infinite number, just as always endless are the hues and nuances composing a work of art.
Sonsuz bir sayı, tıpkı her zaman olduğu gibi bir sanat eserini oluşturan tonlar ve nüanslardır. - Equally, many non-English words have joined the language, and not just, as always happens, to name plants or foods or the like that have no British equivalent.
Aynı şekilde, İngilizce olmayan pek çok kelime dile katıldı ve her zaman olduğu gibi, İngiliz eşdeğeri olmayan bitkileri, yiyecekleri veya benzerlerini adlandırmak için değil. - In effect, the consolidated federal government, including the Fed, would be financing its operations by selling debt instruments, just as always.
Aslında, Fed de dahil olmak üzere konsolide federal hükümet, her zaman olduğu gibi, operasyonlarını borç enstrümanları satarak finanse edecek.
Just as always ile ilgili olumsuz cümle örnekleri
- He is not late again, just as always.
O, her zamanki gibi geç kalmadı. - He does not want to spend his time with me, just as always.
O her zamanki gibi vaktini benimle geçirmek istemiyor. - They will not meet on the 3rd of Seprember just as always.
Onlar her zamanki gibi Eylül’ün üçünde buluşmayacaklar. - So I guess this is not my responsibility to fix the problem just as always.
Yani anladığım kadarıyla sorunu çözmek her zamanki gibi benim sorumluluğumda değil. - My mother does not want me to visit her on Monday, just as always.
Annem, her zaman olduğu gibi onu pazartesi ziyaret etmemi istemiyor. - We are not going to church on Sunday, just as always.
Pazar günü her zamanki gibi kiliseye gitmiyoruz. - The theater festival will not be in January this year, just as always.
Tiyatro festivali her zaman olduğu gibi, bu sene de ocak ayında olmayacak. - My cat did not wake me up to feed her yesterday, just as always.
Kedim, her zaman olduğu gibi dün onu beslemem için beni uyandırmadı. - We did not ask her where to eat, just as always.
Nerede yiyeceğimizi her zaman olduğu gibi ona sormadık / danışmadık. - I am not listening to classical music when I am working just as always.
Her zaman olduğu gibi çalışırken klasik müzik dinlemiyorum.
Just as always ile ilgili soru cümlesi örnekleri
- Are we going to church on shopping mall, just as always?
Pazar günü her zamanki gibi alışveriş merkezine gidiyor muyuz? - Is she late again, just as always?
O her zamanki gibi geç mi kaldı? - Does Hasan want to spend his time with me, just as always?
Hasan her zamanki gibi vaktini benimle geçirmek istiyor mu? - Will they meet on the 3rd of September just as always.
Onlar her zamanki gibi Eylül’ün üçünde buluşacaklar mı? - Should we ask her where to eat, just as always.
Nerede yiyeceğimizi her zaman olduğu gibi ona sormalı mıyız? - Are you listening to classical music when you are working just as always?
Her zaman olduğu gibi çalışırken klasik müzik mi dinliyorsun? - So I guess this is my responsibility to fix the problem just as always, isn’t it?
Yani anladığım kadarıyla sorunu çözmek her zamanki gibi benim sorumluluğumda, öyle değil mi? - Does my mother want me to visit her on Monday, just as always?
Annem, her zaman olduğu gibi onu pazartesi ziyaret etmemi mi istiyor? - Will the theater festival be in January this year, just as always?
Tiyatro festivali her zaman olduğu gibi, bu sene de ocak ayında mı olacak?
As Just As ile İngilizce Örnek Cümleler
‘‘As… just as…’’ kalıbı da, Türkçe düşünüldüğünde cümlede ‘‘en az onun kadar, aynı onun gibi’’ bir anlam vermektedir. Bu kalıp da iki şeyin birbiriyle karşılaştırıldığı durumlarda İngilizcede yaygın olarak kullanılmaktadır.
As just as kalıbı için de bir grammer formülü vermek mümkün değildir, çünkü cümle içinde farklı şekillerde tıpkı just as always kalıbı gibi kullanımı mümkündür. Aşağıda yer alan örnekleri inceleyerek konu hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
- Your mom as thinking of you just as you are thinking of her.
Senin annen seni en az onu düşündüğün kadar düşünüyor.
You are as shy just as she is.
Sen de en az onun kadar utangaçsın. - Your exam’s scores are as good just as mine.
Senin sınav puanların en az benimki kadar iyi.
You sound as logical just as a president.
En az bir politikacı kadar mantıklı konuşuyorsun. - She is as good at teaching just as her own teacher.
Kendisi, öğretme konusunda en az kendi öğretmeni kadar iyi. - Speaking Chinese is as hard for me just as speaking Korean.
Çince konuşmak benim için en az Korece konuşmak kadar zor. - You are as beautiful just as a princess.
Sen en az bir prenses kadar güzelsin. - Strawberries are as delicious just as cherries.
Çilekler en az vişneler kadar lezzetlidir. - He is as good looking just as my father.
O en az babam kadar iyi görünümlüdür. - That computer is as useful just as the other one.
Bu bilgisayar en az diğeri kadar kullanışlıdır.
As as Kalıbı için Diğer Kullanım Örnekleri
As … as kalıbının kullanımına bakıldığında genel olarak cümle içinde üç farklı anlam göze çarpmaktadır. İngilizcede sıkça karşımıza çıkan As as kalıbı kullanım örnekleri ise şöyledir:
- İlk duruma göre as as yapısı, isimler arasında karşılaştırılma durumlarında ortaya çıkmaktadır. Böylesi durumlara İngilizcede comparative as as denilmektedir. Bu tip bir yapıda iki tarafın eşitliğini belirmek amacıyla as + (sıfat / zarf ) + as gramer formülü ile ifade edilmektedir.
Her hair is as long as yours.
Onun saçları seninki kadar uzun.
- As as kalıbının kullanıldığı ikinci durum ise; olumsuz bir eşitlik kurulması anındadır. Bu kullanım ın grammer formülü ise, ‘not as + adjective (sıfat) / adverb (zarf) + as’ şeklinde cümle içinde yaygın olmaktadır.
Her eyes are not as beautiful as yours.
Onun gözleri seninkiler kadar güzel değil.
- As as kullanımının olduğu sonuncu kısım ise, olasılık bildiren cümlelerin varlığında görülmektedir. Aynı zamanda bu kalıpta bir şeyi yapabilme anlamı da verilmektedir. ‘as … as + possibility’ formülü olasılık bildirirken; “as … as + modal verbs (can/could…)” ise yapabilirlik noktasındadır.
I should finish the homework as soon as possible.
Mümkün olan en kısa sürede ödevi bitirmeliyim.