Ko Ko Tekniği
Ko Ko tekniği denilen yöntem “KOrkusuzlar” ve “KOnuşuyorlar” kelimelerinin ilk harflerinden yola çıkılarak Barış Özcan tarafından ortaya atılmış bir tekniktir. Barış Özcan’ın hazırladığı bir videodur.Barış Özcan -KoKo Tekniği Videosu https://www.
Ko Ko tekniği denilen yöntem “KOrkusuzlar” ve “KOnuşuyorlar” kelimelerinin ilk harflerinden yola çıkılarak Barış Özcan tarafından ortaya atılmış bir tekniktir. Barış Özcan’ın hazırladığı bir videodur.
İNTER İNGİLİZCEİNGİLİZCE KONUŞMA UYGULAMASI
- Amerikalı native eğitmenlerle,
- Seviyene uygun programla,
- Seçtiğin eğitmenle seçtiğin saatte,
- Konuşmak istediğin konuyla,
- Her ders sonrası değerlendirmeyle
- İNGİLİZCE KONUŞMAYA BAŞLA!
Videonun girizgahını, dil öğrenmede çok fazla sayıda yöntem geliştirildiğini ve artık bu bilgi kirliliğinin dil öğrenmeye çalışanların işine yaramaktansa daha çok kafalarını karıştırdığını söyleyerek yapıyor Barış Özcan.
Sonrasında yöntemi,dili en iyi öğrenenlerden öğrenmek gerektiği sonucuna varıyor. İşte tam bu noktada hem küçük yaşlarından hem de yaptıkları işi o an kendilerini zorlayarak denemelerinden ötürü “Kapalı çarşıda turistlere bir şeyler satmaya çalışan küçük çocuklar” ı seçiyor kendine.Çocukların “KOrkusuzca KOnuşmaları” ona ilham vermiş gibi gözüküyor.
Peki bu çocuklar nasıl başarıyorlar? Okula gitmeden, kurslara yazılmadan veya gramer kitabı bile görmeden…
Bu iki kelimenin altında yatan temalar ise soruyu cevaplar niteliktedir.
Yabancı bir dil öğrenme konusunda bu çocuklardan çıkarılabilecek dersleri formülize etmeye çalışalım:
Öncelikle cesur olun, kafanızda önyargılardan kurtulun. YıIllarca okulda yabancı dil dersi aldım, üstüne kurslara yazıldım, üstelik dizileri filmleri hep orijinal dilinden alt yazılı izlerim ama yine de olmuyor, öğrenemiyorum diyorsanız, öğrenemezsiniz.
Tüm bu geçmiş tecrübelerinizi bir kenara bırakın, unutmayın ki bizler mükemmel konuşmayınca asla konuşamama hastalığına yakalanmış insanlarız.
Hata yapmaktan çekinmemek için başlangıçta kelimeleri doğru düzgün telaffuz edememek gayet doğal, ve başlangıçta pek çok gramer kuralını katledeceksiniz.
Bu konuşma hiç de nizami olmayacak ama iletişim ormanında yolunuzu bulabilmek için belki de bunu yapmak gerek. Tarzan kadar cesur olmak gerek.
İkinci kelime ise konuşmak. Bunu uygulayabilmenin en kolay yolu ise o dilin konuşulduğu ülkeye gitmektir, tabii ki bu en kolay yol olmakla beraber aynı zamanda en masraflı yoldur. Üstelik her zaman da işe yaramayabiliyor. Almanya’ya 30-40 yıl önce gidip hala orda yaşamasına rağmen doğru düzgün Almanca bilmeyen bir çok insan olduğunu biliyoruz. Ama onların orada doğan çocukları Almanca konuşabiliyor. Çünkü anne babaları fiziken orada olsalar da kendi çevrelerinde hala sadece Türkçe konuşan insanlar var. Oysa çocuklarının etrafı Almanca konuşanlarla çevrili.
Fiziken bu durumu simüle etmek için ise başka bir ülkeye gitmeden etrafımızı o dili konuşan insanlarla çevrelemek artık teknoloji ile tabii ki mümkün. Anadili İngilizce olan insanlarla konuşabildiğiniz uygulamalar son dönemlerde artık iyice popülerlik kazandı.
Tabii ki teknolojinin nimetlerinden faydalanmak her şeyi çözmüyor, sadece size gelişmeye müsait bir ortam sunuyor. İlk haftalarda defalarda ve korkunç hatalar yapılabilir, fakat pes etmeyip devam ederek zihninizde önünüze koyulan o yapay, engebeli ve zorlu alanı aştıktan sonra konuşmak artık çok daha keyifli bir hal alacaktır.
Bu engeli aşan eğlenceli bir örnek ise iki yabancının Türkiye’ye gelip 1 hafta boyunca Türkçe konuşmaya çalışmasıdır. Videonun sonlarında, dili hiç bilmeden 1 hafta sonunda nasıl konuşabildiklerini de bulabilirsiniz. (11. Dakika 35. Saniyeden başlıyor).
Son olarak dil öğrenmeye çalışanların aklına yine en çok takılan noktalardan birisi ise kelime dağarcığının büyüklüğüdür. İngilizce’de 1 milyondan fazla kelime olduğu söyleniyor fakat günlük yaşamında 2-3 bin civarında aktif kelime kullanan bir kişi o dili neredeyse tamamen biliyor denebilir. Bu yüzden konuşarak ihtiyacınız olan kelimeleri anlamak ve sonrasında onları kullanarak içselleştirmek, endişenizi yok edecektir.